10

2.4K 225 635
                                    

İçimdeki sıkıntıyı belli etmemeye çalışarak Bill'e baktım. 

"Özel bir eğitim derken nasıl yani?"

"Demek istediğim, seni baban eğitecek"

Tekrardan sessizlik olmuştu. Bu belliydi zaten. Güçlerimin artması halinde çevreme karşı çok tehlikeli olacaktım.

"Bill" dedim sessizce. Artık konuşmak bile gelmiyordu içimden. 

"Evet?"

"Gerçekten de en baştan beri her şeyi biliyor muydun"

Gözlerim düşünceli biçimde ona odaklanmıştı.

"Evet. Benim asıl görevim seni korumak"

"Saçmalama artık gerek kalmadı. Sadece dostum olarak kal." Kardeşim olarak kalmasını istiyordum, benim için bir şeyler yapmasını değil bizim için bir şeyler yapmasını istiyordum. Bill, başkaları için kendisini hiç umursamadan feda edebilecek biriydi ve böyle bir şey yapmasına izin vermezdim.

"Aksine, artık daha fazla yardıma ihtiyacın var"

"Neden ki?"

"Sen bizi dinlemedin mi? Babandan sonra başa sen geçeceğin için öldürülmek için ilk sıradasın"

Yutkundum. Öldürülmek. Kulağa pek hoş gelmiyordu açıkçası. Hem başa geçmek istediğimi de nereden çıkartmışlardı ki. Gerçi bir seçim hakkım olduğunu da sanmıyordum.

"Peki ne yapmalıyım" 

"Ölme yeter" dedi sakince kıyafetini düzeltirken

"Vay be. Çok kolaymış!"

Hayattaki amacım hayatta kalmak mıydı şimdi. Saçmalık! Kapıma doğru yöneldim. Arkamdan geldiğini hissedebiliyordum. Eğitim alanının tam tersi yönde ilerlediğimi görünce sordu.

"Nereye gidiyorsun?"

"Katherina'ya bakmaya."

"Dur! Sana söylemem gereken bir şey daha var sanırım."

Adımlarımı durdurup kafamı ona çevirdim. Söylemeleri gereken tonlarca şey olduğuna emindim.

"Yine ne var hazırım söyle"

"Şey aslında çok da önemli bir şey değil, yani diyorum ki... Katherina da her şeyi biliyor"

Gözlerim şaşkınlıkla büyürken birkaç bir şey söylemeye yeltenmiş ancak kelimeleri bir araya getirememiştim.  Yani bunu bilmeyen bir tek bendim öyle mi? Yıllardır ne kadar da saf salak yaşamıştım ama.

"Tamam"

Bu umursamaz sözüme şaşırarak birkaç saniye bana bakmıştı. Arkamı dönerek yürümeye devam ettim. Benden daha neler sakladıklarını merak ediyordum ancak beynim düşünmeyi bırakmıştı. Artık dostumun benden bir şeyler sakladığını duymak istemiyordum. Ona güvenim biraz sarsılmıştı sadece. Ona kırgın mıydım? Hayır. Olmamam gerekiyordu. Bütün bu olanlarda ne suçu vardı ki...

Bill sessizce '410 numaralı oda' dediğinde durdum ve derin bir nefes aldım. Kapısını gergince tıklattım. Ne diyeceğimi bilmesem de görmek istiyordum işte. Onun gülüşünü yeniden görmeliydim.  'Gir' sözünden sonra içeri girdik. Yine heyecan basmıştı ama buna alışıyordum. Kalbim onun varlığına alışıyordu.

Dolabın yanında ayaktaydı. Ona doğru birkaç adım attığımızda vanilya kokusu ciğerlerime dolarak gülümsememe neden olmuştu. Onun odasında olmak yeniden bayılmama neden olabilirdi. İçeri giren bize yeşil gözleri ile öyle tatlı bakıyordu ki bu halini fotoğraflayıp saklamak istedim.

GMBWhere stories live. Discover now