Serçe Parmak Sözü

290 34 15
                                    

Zehra Balaban

Belime sarılı olan kol tarafından geri çekildiğimde gülümseyerek gözlerimi araladım. Haftalardır olduğu gibi gördüğüm ilk şey parmağımdaki yüzük oldu. Bana sıkıca sarılmış olan adamla aramdaki bağı ifade eden yüzük. Üç hafta sonra nişanlım olacak olan adam.

"Yüzüğünü benden çok sevdiğini düşünmeye başlayacağım."

Homurdanmasına gülerek kollarının arasında döndüm. Hala ayrı odalara sahip olsak da oteldeki o geceden sonra ayrı uyuduğumuz gece olmamıştı. Aslında ayrı uyuduğumuz ve sevişmediğimiz gece olmamıştı. On dört yaşımdayken olanları anlatmamın ardından Serdarın bana dokunmakta tereddüt ettiğini fark etmiştim. Geçmişin aramıza girmek üzere olduğu anladığım anda odasına gitmiş, onu öpmüştüm. Hatta biraz daha ileri giderek gömleğini çıkarmış olabilirdim. Kesinlikle o geceki cesaretimin nereden geldiğini bilmiyordum. Tek bildiğim artık geçmişin bugünümü etkilemesini istemediğimdi.

"Yüzük senin hayatımdaki varlığını temsil ettiğine göre kıskanman fazlasıyla saçma."

"Hangi kelimeleri kullanman gerektiğini o kadar iyi biliyorsun ki."

Belime sarılı olan kolunu kullanıp sırt üstü yatmamı sağladı. Sağ kolunu yatağa yaslamıştı. Sol eli ise üzerimde duruyor, parmakları pijamamın altından karnımı küçük hareketlerle okşuyordu. "En iyisinden öğrendim," dememle gülüp kirli sakallı çenesini yanağıma sürterek huylanmama neden oldu. Keşke bunu yaptığı ilk güne geri dönme şansım olsaydı da tepki vermeseydim. "Yapma şunu."

"Yapacağımı biliyorsun."

Gözlerimi kısarak gülen yüzünü izlerken dudaklarım seğirdi. Gülümseyen Serdar Kılıçaslana karşı tepkisiz kalmak fazlasıyla zordu. "Bazen fazlasıyla sinir bozucu oluyorsun." Gözlerini kısma sırası ondaydı. Karnımın üzerinde duran sol elini yavaşça aşağı indirip beklemediğim anda bacaklarımın arasına bastırdı. Sırtım yataktan havalanırken dudaklarımdan firar eden inlemeyi engelleyecek fırsatım olmadı.

"Sinir bozucu birine böyle tepki vermeniz ne kadar doğru, Zehra hanım?"

"Senden nefret ediyorum."

Tek kaşını kaldırıp avucunu tamamen bana bastırdı. "Hayır, etmiyorsun." Kesinlikle etmiyordum ama şu anda bunu itiraf etmeyecektim. Özellikle de bakışlarından az sonra bana işkence edeceği fazlasıyla belli olurken. Yeni hobisi buydu. Kelimelerini, ellerini, dilini.... Hepsini beni kıvrandırmak için kullanıyor ve bunun her saniyesinden zevk alıyordu.

✂️

Ağacın tepesinde mırlayan Boncuk'u indirmeye çalışan Aşkınla Pusatı izlerken kahkahamı bastırmak için elimle dudaklarımı kapattım. Boncuk'u o kadar sevgiye boğmuşlardı ki, sonunda dayanamayıp köpek kovalıyormuş gibi ağacın tepesine kaçmıştı. Bunlar neredeyse on dakika önce yaşanmıştı. İki kuzenin kediye yalvarmasını dinlemek fazlasıyla keyifliydi.

"Şimdiki çocuklar fazla uslu. Biz olsak çoktan peşinden ağaca tırmanmıştık."

Yanımda oturan ve meyve suyunu yudumlayan Boncuk'a baktım. Beş gün önce Sezgi ablamı artık odada kapalı tutmamıza gerek olmadığını söylemişti. Artık insanların arasına karışmalı, normal insanlar gibi zaman geçirmeliydi. Tek kural etrafta erkek olmamasıydı. Henüz bunu yapabilecek kadar iyi değildi. Bunları konuştuğumuz sırada Serdar da yanımızdaydı. Ben daha ondan bunu isteyip isteyemeyeceğimi düşünürken Turgutu aramış, ablam odasından çıktığı anda adamlarının gözden kaybolmasını emretmişti. Hala korumaya devam edeceklerdi fakat onları görmemiz mümkün olmayacaktı. Beş gündür evin etrafındaki korumalar tam olarak bunu yapıyorlardı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 12 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Affet [+18]Where stories live. Discover now