Kimsesiz

413 35 7
                                    

Zehra Balaban

Daha gözlerimi açmadan arkamdaki bedenin varlığını fark ettim. Sırtım Serdarın göğsüne yaslı haldeydi. Kolunun biri başımın altındayken diğeri belime sarılmıştı. Uyurken farkında olmadan elini tişörtümün altına kaydırmıştı ve koca eli karnımın üzerindeydi. Normal insanlar için öylesine bir şeydi, biliyordum ama birilerinin çıplak tenime dokunmasına alışık değildim. Teninin sıcaklığı vücudumu sarıp sarmalarken kulağımın arkasında nefesini hissettim.

"Beni ne kadar zorladığın hakkında hiçbir fikrin yok."

Onu zorluyor muydum? Keşke bana ne yaptığını bilseydi. Böyle şeylerden tamamen uzak olan biriydim ve neye nasıl tepki vermem gerektiğini, neye nasıl tepki vermemin doğru olduğunu bilmiyordum bile. Onun karşısında tamamen çıplak hissediyordum. Fiziksel olarak değil, ruhsal olarak.

"Kıpırdayıp durma."

"Kıpırdamıyorum," dediğim anda belime sarılı kolunu kullanarak beni sabit tuttu ve bu sayede kıpırdadığımı anladım. Farkında olmadan yapıyor olsam da yanaklarım utançla yandı. Başparmağı tişörtümün altından karnımı okşarken dudaklarını boynumun açıkta kalan kısmında dolaştırdı.

"Bana güveniyor musun?" Parmakları pijamamın lastik kısmındaydı. Nefesim kesildiğinden başımı aşağı yukarı sallamakla yetindim. "Sesli şekilde duymam gerekiyor." Tırnağını lastiğin etrafındaki tenimde gezdirirken kulağıma doğru fısıldadı. "Bana güveniyor musun?"

"Güveniyorum."

"Güzel," dedikten hemen sonra elini pijamamın içine kaydırdı. Onu orada, bacaklarımın arasında hissetmek bu kez nefesimi gerçek anlamda kesti. Külodumun üzerinden dokunduğu halde iki büklüm olarak koluna tutundum. "Benim için ıslanıyorsun," fısıltısı bedenimi dağlarken beni kıvrandıracak bir ritmle okşadı. Ne yapıyordu? Ben neden izin veriyordum? Ayrıca neden kendimi eline doğru bastırıyordum? Yaptığım şey doğru muydu? Yoksa kendimi rezil mi ediyordum? Tenim cevabını bilmediğim sorular yüzünden buz keserken Serdar beklemediğim anda elini külodumun içine daldırdı. Tenini arada engel olmadan hissetmek çıldırtıcıydı. Öyle ki, dudaklarımdan firar eden inlemeyi engellemeyi akıl dahi edemedim. "O güzel kafanı yormak yerine bana odaklan, Zehram."

Başka bir şeye odaklanmam mümkün değildi zaten. Avucunu tamamen bana bastırmasıyla tırnaklarımı tutunduğum koluna geçirdim. "Serdar." İşaret parmağı belli bir ritimle daire çizerken bedenim titremeye başladı. Ne yapması, nereye dokunması gerektiğini biliyordu. Ben ise o kadar tecrübesizdim ki, yapabildiğim tek şey kıvranmaktı. "Serdar, lütfen."

"Adımı bu şekilde söylemen..." Kulak mememi dişlerinin arasında ezerek hareketlerini hızlandırdı. Vücudumdaki tüm kan bacaklarımın arasında toplanmış gibiydi. Dayanamıyordum. Elinden uzaklaşmak istesem de izin vermiyor, parmağının hızını artıyordu. "Beni öldürüyorsun, Zehram."

Asıl sen beni öldürüyorsun demek istedim fakat yapamadım. Titremem tamamen çaresiz hissetmeme neden olacak bir seviyeye ulaşmıştı ve üstesinden gelemiyordum. Geçen sefer hissettiklerime hem benziyor hem de benzemiyordu. Daha yoğun, daha sarsıcıydı. Bacaklarımı kapatarak onu durdurmaya çalışmamı umursamadan parmağının hızını artırıyordu. Diğer eli tişörtümün altından uzanıp göğsümü bulduğunda ve göğüs ucumu çimdiklediğinde atacağım çığlığı engellemek için tutunduğum kolunu ısırdım. Beni parçalara ayıracak hamlenin bu olacağını biliyordu. Başarmıştı da.

Titremem tamamen bitene kadar elini bacaklarımın arasında tutmaya, beni küçük hareketlerle okşamaya devam etti. Elini geri çektiği anda içinde bulunduğumuz durumu fark ederek yüzümü yastığa gömdüm. Serdarın yatağındaydık. Üzerimizde pijamalarımız vardı ve sırılsıklamdım. Utançla yanarken zorlukla "Özür dilerim," dedim.

Affet [+18]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin