O Şimdi Asker (+18)

35 (+18)

Gözlerimi açtığımda bir yataktaydım.

Gözlerimi kırpıştırarak elimi başıma götürürken Tuğrul gibi kokan yastığımla nerede olduğumu anımsamam bir oldu.

Biz evlenmiştik. Ben onun evine taşınmıştım ve onun yatağındaydım. Tuğrul neredeydi?

Yaşadığım kısa süreli hafıza kaybını etrafıma bakınarak gidermeye çalıştım. O sırada üstümdekiler dikkatimi çekti. Nikâhımda giyindiğim beyaz elbise yoktu üstümde. Onun yerine pudra bir gecelik giyiyordum.

Tuhaftı. Bu eve gelip üstümü değiştirdiğimi hiç hatırlamıyordum. Bu yatağa girdiğimi de hatırlamıyordum. Arabayla eve gelirken yolda uyuyakalmış olmalıydım. Hamilelik beni çok halsizleştirmişti.

Ve Tuğrul da beni yatak odasına taşıyıp üstümü değiştirmiş olmalıydı.

Alt dudağımı dişleyerek yataktan kalktım. Hangi gelin gerdeğe girmesi gereken yerde uyuyakalmıştı acaba? Ama ben hamile bir gelindim. Ve zaten... Bu evlilik de biraz mecburiyetten gelişmişti.

Takılmamaya çalışarak odanın içindeki banyoya girdim. Nikâhtan önce gerekli eşyalarımı alarak buraya taşındığım için evi öğrenmiştim. Yüzümü yıkayıp aynaya bakarken hamileliğin cildime iyi geldiğini fark etmemle dudak büktüm. Yüzüm parlıyordu.

Yüzüme bir kez daha su çarpıp dişlerimi fırçaladım ve banyodan çıktım. Odanın kapısını açıp koridoru dinlediğimde duyduğum sesleri takip ederek mutfağa girmiştim. Omzumu kapı eşiğine yasladığımda Tuğrul'u gördüm.

Mutfak balkonuna çıkmış bir şekilde sigara içiyordu.

Onu rahatsız etmemek adına sesimi çıkarmadım. Sigarasını küllükte söndürüp balkon kapısının koluna elini koyduğu anda beni gördü.

Kapıyı açıp içeriye girdiğinde "Günaydın," dedi. Vakit akşamdı ama ben yeni uyanmıştım.

Tuğrul'la beraber bir sigara kokusu da içeriye girdiğinde midem bulanmıştı. Elimi dudaklarımın üstüne kapattım. Kusacağımı anladığım anda hiçbir şey söylememiş, koşturarak banyoya girmiştim. Klozetin kapağını açıp öğürürken Tuğrul'un peşimden gelmesi uzun sürmedi.

Öğürmem bittiğinde elimi kaldırıp bana yaklaşan adımlarını durdurdum. "Dur, sigara..."

Geriye doğru bir adım attı. "Özür dilerim." Dediğini duydum.

Hayır, Tuğrul. Asıl ben özür dilerim. Evliliğimizin ilk gününde sevişmemiz gerekirken ben uyuyakaldım ve uyandığım gibi de kustum.

Lavaboda ağzımı çalkalarken "Sorun değil," dedim. Tuğrul'un bakışlarını üstümde hissediyordum.

"Sigara kokusu mu tutuyor seni?"

"Evet... İş yerinde de molalarda içip geliyorlardı. O zaman da kusuyordum."

"Ben duşa gireyim o zaman. Kusura bakma."

Tekrardan dişlerimi fırçalarken kafamı iki yana salladım bir önemi olmadığını söylercesine. Tuğrul, evin banyosundan çıkarak odasının içindeki banyoya girdi.

Odamız. Orası artık bizim odamızdı.

Kendimi toparladığımda ben de odamıza döndüm. İçeriden gelen su sesini dinlerken yatağa bağdaş kurarak oturmuştum. Neyi beklediğimi bilmiyordum ancak Tuğrul duştan çıktığında buna karar verecektim.

Kimi kandırıyosun? Neyi beklediğini çok iyi biliyorsun.

Doğru olabilirdi ama bu benim suçum değildi. Yeni evlenen çiftlerin eve geldiklerinde ne yaptıkları herkes tarafından bilinen bir gerçekti.