23 (+18)

18.1K 471 38
                                    

Başım, Tuğrul'un sert göğsüne yaslı bir şekilde öylece yatakta uzanıyorduk. Bir elini ensesinin altına koymuştu. Diğer elinin parmakları ise hafif dokunuşlarla sırtımda geziniyordu.

Geçirdiğimiz ateşli dakikaların ardından ikimiz de sessizliği paylaşıyorduk. Nefes seslerini dinlemek bile çok özeldi. Nefes alıp verdikçe göğsü şişiyor, oraya yasladığım başım da kalkıyordu.

Çenemi Tuğrul'un göğsüne yaslayıp aşağıdan yüzüne bakarken sert çehresi midemi havalandırdı. Çok düşünceli görünüyordu. Gözlerini tavana dikmişti.

"Tuğrul?" Dediğimde sırtımda dolanan parmakları durdu ve başını aşağıya eğip bana baktı.

"Sen uyumamış mıydın?"

"Uyumadım. Asıl senin uyuman gerekmiyor mu? Birkaç saat sonra gideceksin. Sen neden uyumadın?"

"Uykusuzluğa alışığım ben." Dedikten sonra önüme düşen saçlarımı yüzümden çekti.

"Ne düşünüyorsun?" Diye sordum. Gözleri, kulağımın arkasına sıkıştırdığı saçlarımdaydı. Ona sorduğum soruyla bakışları gözlerime döndü.

"İyi bir fikir olup olmayacağını."

"Neyin?"

"Seninle yeniden sevişmenin."

Hafifçe güldüm. "Sonuç ne çıktı bari? İyi bir fikir mi değil mi?"

Dışarıya derin bir soluk bırakırken gözlerine istekli bir bakış yerleşti. "Sikeyim, hem de çok iyi bir fikir."

Üstüme doğru eğildiğinde sırtım yeniden yatağa yaslanmıştı. Tuğrul'un heybetli bedeni üstüme çıktığında ellerimi sert omuzlarına yerleştirdim. Boynumu öpmeye başladığında iç geçirmiştim. "Ben gerçekten uyusaydım ne yapacaktın?"

"Uyanmanı beklerdim."

"Peki ya çok ağır bir uykuda olsaydım?" Diye sordum gözlerim arzuyla kapanırken. Boynuma bıraktığı öpücükleri çok doğru yerlere sinyal yolluyordu. Bacak aram yeniden istekle sızlamaya başlamıştı.

"Uyanman için bir şeyler yapardım."

"Ne gibi?" Dediğimde çok konuşmuş olmalıydım ki dudaklarımı öpmeye başladı. Sorduğum soruyu da, konuştuğumuz konuyu da unuttum. Tamamen öpücüğüyle kendimden geçmiş durumdaydım.

Kollarımı boynuna dolayıp dünyanın sonu gelmişçesine öpüşürken Tuğrul, beni öpmeyi bırakıp dudaklarını dudaklarıma yasladı.

"Bunun gibi." Dedikten sonra elini vücuduma sürterek dokunmasını istediğim o yere getirdiğinde düşüncesi dahi hazla ürpermeme neden olmuştu.

Çoktan ıslanmış bir halde dokunuşlarını beklerken parmağı oval hareketlerle klitorisimi okşamaya başladı.

"Evet..." diye sayıkladım. "Evet... Bu beni uyandırırdı."

Söylediğime gülümseyip tekrardan beni öpmeye başladı. Bacak aramı okşayan parmaklarının hareketi de öpüşüyle beraber hararetli bir hale gelmişti. Hararetini dindirmek için beni kana kana içebilirdi. Ben tükenene dek, istediği kadar... Hatta bunu yapması için ona yalvarabilirdim.

Bedenine duyduğum ihtiyaçla onu iyice üstüme çekerken Tuğrul, dudaklarımızı ayırıp aşağıya doğru kaydı. Göğüslerime diliyle dokundu. Aldığım hızlı nefeslerle şişip inen göğsüm ısırıklarıyla kızarmıştı.

Dudakları göbeğime indi. Beni, bedenimdeki her bir santimi öyle büyük tutkuyla öpüyordu ki bacaklarımın arası onun hasretiyle cayır cayır yanmaya başlamıştı.

O Şimdi Asker (+18)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang