Sinirle gülümserken ayağa kalkarak saçlarının uçlarını çekiştirdi usulca. Sakin kalmak istiyordu ama yok beceremiyordu, sakin falan kalamıyordu. "Anne beni zorlama, bana ne yapacağımı söyleme, eğer buna devam edersen çok başka bir Aylin görürsün karşında"

"Sen anneni tehdit mi ediyorsun?"

"Bir anne evladını tehdit ediyorsa, tam tersi durumda da şaşırılacak bir şey olmaz bence'' Bunu yapmak istemiyordu ancak başka çaresi de yok gibiydi. Annesi bir şeye takınca ciddi anlamda takıyordu çünkü.

"Tam olarak neyle tehdit ediyorsun kızım beni? Beni durdurabileceğini mi sanıyorsun?"

"O çok kıymetli çevreniz babamın rüşvet aldığını, seni aldattığını biliyor mu? Aranızın bozuk olma sebebini eminim sadece geçimsizlik olarak söylemişsindir sen. Gerçekleri bilmelerini ister misin?"

"Sakın! Aylin sakın..."

"O zaman sende bana karışmayacaksın. Bu yaşıma kadar yeterince sizin söylediklerinizi yaptım zaten. Daha fazla beni zorlamayacaksın anne, yoksa bende durmam."

Odadan çıkarak kapıyı sertçe kapatıp evden çıktı. İçinde oluşan o değişik rahatlamanın tarifi yoktu. Bahçe kapısından çıkarak arabanına bindi hızlı bir şekilde. Rahatlamıştı, şu anda gerçekten çok rahatlamıştı. Yola koyulduğunda bir şarkı açarak gözlerini yola dikti, iyi hissediyordu. Hiç olmadığı kadar iyi hissediyordu. Rüya'yı aradığında onun Umut'un başka bir evinde olduğunu öğrendi ve konuma bakarak o eve geldi. Arabadan iner inmez hızlı adımlarla içeriye girdi ve Umut'u gördüğü an ellerini boynuna dolayarak sıkıca sarıldı. Orada kim var kim yok umurunda değildi.

"Özür dilerim. Umut ben özür dilerim." Geri çekilerek kısa biran gözlerini adamın üzerinde gezdirdi. İyiydi, hala mükemmel görünüyordu. "Özür kısmına geçersek bu sarılma iyi geldi." Umut'un memnun yüz ifadesi karşısında gülümsemeden edemedi. Cidden hiçbir şey umurunda değil gibiydi.

"Ulan herifin yemediği halt kalmadı, her türlü yasa dışı şeyi yaptı ama polisin gelip alma sebebinin saçmalığına bak. Ben buna beş sene daha gülerim. Sebep ne? Aylin'i zorla alıkoyması..." Mete'nin sesiyle ona doğru döndü baktı. Rüya, Mete, Serkan da buradaydı.

"Cidden kusura bakmayın..."

"Allah aşkına Aylin, yani neyin kusuruna bakacağız? Polise ifade vermek çok masumane ve basit sorunlar abim için. Sen iyi misin asıl? Annen neden böyle bir şey yapmış?" Rüya arkadaşını teselli etmeye çalışıyordu çünkü bunun için suçluluk duyması gereksizdi.

"Sizinle görüşmemi istemiyor çünkü. Yani ailenizin, sizlerin normal bir hayatınız olmadığını düşündüğünden işte..." diyerek soluklandı. "Merak etmeyin ama gerileceğiniz korkacağız bir durum yok..." Umut ve Mete birbirine bakıp gülerken, Rüya da gülerek onlara eşlik etti.

"Yani sence böyle şeylerden korkuyormuş, geriliyormuş gibi bir halimiz mi Aylin?" diye sordu Mete.

"Umut'u götürürlerken, Mete iki kadeh viski gömdü ondan sonra da buraya geldi. Sen düşün gerisini? " Serkan'ın sözleriyle, Aylin inanamıyormuş gibi gülerek şöminenin yanında ki koltuğa yerleşti. Gerçekten hiç birinin umurunda dahi değildi hiçbir şey. Neyi kasıyordu ki?

Umut yorgun bir şekilde alnını sıvazlarken tek istediği sessiz sakin bir ortamdı aslında "Neyse yeterince yorucu bir gün oldu, evlere dağılalım bitirelim artık bugünü"

"Rüya'yı ben bırakırım" Serkan'ın ayaklanmasıyla, Rüya da peşinden ayaklanarak koluna girdi. Sıyırdığı için çokta kötü bir durum yoktu aslında bacağında ancak yine de dikkatli olmasını istiyordu.

SON NEFESİME KADARWhere stories live. Discover now