45.BÖLÜM

1.4K 164 88
                                    

Herkese selam🙏

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Herkese selam🙏

Yeni bölüm sizlerle.

Yorumlarınızı tek tek okuyorum ve inanın çok mutlu oluyorum. Yorumlarınızı eksik etmezseniz çok sevinirim🌼

İyi okumalar.

45.BÖLÜM

Ne söyleyeceğini ne yapacağını bilmiyordu ve sadece Bulut'un öfkeden delirmiş haline bakıyordu. Bu durumu yanlış anlamaması diliyordu ancak onun ela gözlerinde ki yanan ateşe baktığında, bunun çokta mümkün olmadığını görüyordu.

"Ne oluyor?" diye Fırat şaşkınlıkla baka kaldı.

"Git sen, git. Ben anlatacağım her şeyi" dediğinde hızlı adımlarla Bulut'a doğru yürüdü. Onun da üzerine doğru geldiğini gördü. Ancak kendi üzerinden çok Fırat'a odaklanınca, Sahra onun önüne geçerek ellerini göğsüne yerleştirdi. Şu anda tek odaklanması gereken kişi kendisiydi.

"Bulut, bir dur sakin ol"

"Sakin olayım! Sakin mi olayım?" Bulut geri çekildiğinde, Fırat arabasına binerek uzaklaştı oradan ve şu anda bunu yaparak aslında canını kurtardığının farkında bile değildi.

"Sen o herife sarıldın! Sen o herifi tuttun ve sarıldın."

Öyle bir kükredi di, Sahra sıçrayarak bir adım gerilediğinde ona durumu anlatmaya çalışmak istiyordu. Hoş şu anda karşısında ki adam o kadar öfkeliydi ki, bunu nasıl anlatacağını bilmiyordu.

"Bilmediğin şeyler var! Beni bir dinlersen..."

"Sen...senin kaç yüzün var? Söylesene Sahra kaç tane yüzün var? Benim aşık olduğum, canımdan çok sevdiğim Sahra kim? Sen kimsin?"

Bu sorular karşısında, Sahra'nın dudakları aralanırken onun bu tavrının gerçek olmamasını diledi. Nasıl böyle konuşurdu? "Bulut öfkelisin ama ne olduğunu bilmiyorsun. Pişman olacağın şeyler söyleme "

"Seni tanıyamıyorum artık. Ya da aslında hiç tanımamışımdır belki de seni. En baştan beri bana yaklaşman, benimle olman oyun muydu yoksa! Söylesene Sahra, bütün bunlar oyun muydu? Cahit mi istedi ? Bilerek mi yaklaştın bana! Hain misin sen?"

Duydukları karşısında öyle bir yıkım yaşadı ki, nefesinin kesildiğini hissetti. Gerçekten böyle mi düşünüyordu? Gerçekten böyle düşünüyor olamazdı değil mi? "Bulut... Se sen ne söylediğinin farkında mısın?"

"Hiç olmadığım kadar farkındayım! Her seferinde arkamdan iş çevirdin, her seferinde beni aptal yerine koydun. Sana olan güvenimi yerle bir ettin! Şimdi Fırat'la sarmaş dolaş görüyorum seni. Ne düşüneyim lan ben? Ne düşünme mi istiyorsun?"

Sahra gözünden süzülen yaşların bile farkında değildi. Şaşkınlıkla dudaklarını aralarken, artık duyduklarını kaldıramıyordu. Sağır olsaydı keşke, sağır olsaydı ve bunları duymasaydı. Onun böyle düşünmesi, bu sözleri bile kalbinin orta yerine bir bu dağı gibi çöreklenmişti.

SON NEFESİME KADARWhere stories live. Discover now