+18 sahneler vardır. Yetişkin içeriklidir. Adamın gözleri kararırken, Sahra bir adım geriledi. Bulut'un kesinlikle insanları bakışlarıyla sindire bilme özelliği vardı. Ne yapabilirdi? Mecburdu içindekileri söylemeye ve sormaya. Ölüm korkusu her şeyi yaptıra bilirdi değil mi? Hoş Bulut'ta bir şeylerden korkacak tipte yoktu ki. Bulut çekmecesinden silahı çıkarıp,Sahra'nın eline tutuşturdu ve elini kaldırıp namluyu tam kalbinin üzerine yerleştirdi. ''Madem benim yaptığıma eminsin, öldür o zaman beni.Hadi!'' ''Emin olsaydım gözümü bile kırpmazdım Bulut Arslan!''diye silahı indirdi ve dikkatle masaya bıraktı. ''Senden şüphelenmem neden seni bu kadar öfkelendiriyor? Herkese karşı böyle misin?Eminim daha önce de 'sen mi öldürdün?' soruları hava uçmuştur. Alışkın olman gerekmiyor mu?'' ''Normalde umurumda bile olmaz!Ama senin bana şüpheyle bakman,tuhaf bir şekilde canımı sıkıyor.'' Sahra adamın pencereye doğru yürüyüşünü, kolunda ki deri kemerli şık saatiyle oynayışını izledi. Onun olmaması için içten içe dua ediyordu ve buna anlam veremiyordu. Ya da bu anlam vermek hiç ama hiç istemiyordu. 18.03.222 ___ ''Unutma güçlü kalman için acıya ve yalnızlığa ihtiyacın var.'' Acı ve yalnızlık bu hayatta ki en büyük öğreticilerdir.Onlardan ders almayan ilalabet eksik kalmaya mahkumdur.'' Nietzsche tüm dünyaya bu öğütü bırakıp giderken,bunun ne kadar doğru olduğunu düşündü Sahra Demiral. Yıllarca yalnızlığa mahkum olmuştu ve şimdi de büyük bir acı çekiyordu.Peki bu acıya sebep olandan intikamını almayacak mıydı? Alacaktı.Son nefesine kadar bunun için uğracaktı.Fakat hiç hesaba katmadığı bir aşkın içine düştüğünde ise hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.