46. Bölüm- MAFYA ANASI

2.2K 243 99
                                    




Merhaba ATEŞ VE BUZ ailesi.

Yeni bölümü umarım beğenirsiniz.

Bu arada okunmalar, beğeniler ve yorumlar çok düşük olduğu için çok mutsuzum gerçekten.

Sizin yarım saatte okuduğunuz bölüme ben iki günümü ayırıryorum ve tam üç kez okuyorum yazlış yazmayayım diye. O yüzden lütfen emeğe saygı için beğenilerinizi yorum yapmayı unutmayınız.

***ÖNEMLİ DUYURU***

Bu arada beni wattpad'de takip eden çok az. Takipçilerim 200'ü bulduğunda Ateş ve Buz'un yeni bölümünü atacağım haberiniz olsun. O yüzden beni takip etmeyi unutmayın.

YILDIZA 🌟 BASIP DENİZ VE POYRAZ'A DESTEK OLABİLİRSİNİZ.

Kocaman bir okyanusun içinde, etrafı köpek balıklarıyla sarmalanmış, yem gibiydim bir zamanlar. Geçmişe dönüp baktığımda yüzüme kapanan tüm kapıların şu an ayaklarımın dibine serilişini izliyordum.

Topuklu ayakkabılarımın tıkırtısı parlak zeminde zafere doğru yankılanırken beni görenler asaletimden ve güzelliğimden bahsediyordu. Dalgalandırdığım, doğal saman sarısı saçlarım, her adımımda benimle beraber ortama güç götürüyordu.

Arkamda bana eşlik eden Hamdi'yi görenler ise konuşmaktan vazgeçip pısıyorlardı. "İyi ki seni de getirmişim Hamdi. Acar'ı getirseydim tüm kızlara göz kırpar ve kimse ondan korkmazdı."

Hamdi'nin güldüğünü hissettiğimde bende gülümsedim. "Tabi yenge ne sandın. Fiyakam yeter." Sözlerinden sonra iyice havaya girmiş ve yakasını düzeltir gibi yapmıştı. Onun bu halleri bende gülme hissi yaratsa da şu an ciddi olmalıydım. Çünkü birazdan içeride kaos yaratacaktım.

Yaklaşmakta olduğumuz ihtişamlı kapı iki koruma tarafından açıldığında girmek için adım attım. Hamdi de benimle beraber içeriye girmek istediğinde iki koruma onun önüne geçti. "İçeriye korumalar giremez," dedi birisi.

Hamdi önüne geçen iki korumaya öldürür gibi baktığında, "sen burada kal Hamdi," dedim. Korunmaya ihtiyacım yoktu ama Poyraz, Hamdi'ye yanımdan ayrılmaması konusunda büyük bir nutuk çekmişti. Zaten kapıdaki korumalar da izin vermezdi çünkü içeriye kimsenin koruması girmiyordu.

Hamdi önünde dikilip aramıza set koyan iki korumaya bakarak, dalmak ister gibi baktı. "Poyraz abimin emri," dediğinde korumalar birbirine bakıp onun önünden anında çekildi.

Canım kocamın adı bile yeterdi.

Hamdi durumdan memnun olmuş gibi iki korumaya sertçe bakmış ve yeniden aramızdaki mesafeyi kapatarak arkamda konumunu almıştı.

Bu duruma sadece gülümsemekle yetindim. Önüme döndüğümde büyük bir toplantı masasının etrafına yayılmış yirmi sekiz kadının bakışları direk bana döndü. "Sizin tabirinizle herkese 'hello' hanımlar."

Herkese anladığı dilden konuşmak lazımdı, değil mi?

Masanın önüne geldiğimde fısıldaşmalar olsa da şaşkınlığı yüzüne yansıyan en bariz kişi Füsundu. Tehlikeyle parlayan gülüşüm onu daha da kudurtmuşa benziyordu. "Ne işin var senin burada?"

Elips şeklindeki masanın baş tarafına doğru adımladığımda topuklu ayakkabımın sesi odada yankılandı. "Duydum ki masanızda boş yer varmış." Bakışlarım masanın başındaki Aysun Hanımla birleşti. "Aysuncuğum beni arayıp yalvar yakar aranıza katılmamı istedi." Aysun Hanım benim bakışlarımla yutkunup kafasını sallamıştı.

Yeniden zevk aldığımı hissttiğimde bakışlarım, yüzü kırmızıya çalan Füsun'a döndü. Onu böyle görmek bana her zaman zevk verecekti. "Teklif gelince geri çevirmek istemedim."

ATEŞ VE BUZWhere stories live. Discover now