16. Bölüm- HAZMEDEMEYENLERE SODA

4.2K 194 16
                                    

Merhaba ATEŞ VE BUZ ailesi...

Kitabın kurgusunu çok beğenildi. Tiktok da sürekli konuşulan bir kitap olmak hoşuma gidiyor. 

Hepinizin kitap hakkındaki mesajlarını alıyorum. O kadar fazla mesaj var ki yetişmekte zorlanıyorum. 

Ateş ve buz kitabını kısa zamanda listelerde birinci yaptığınız için teşekkür ederim.

Bölüm şarkısı: GÖNÜL

🌟 basarak bölümü parlatıp destek olmayı unutmayınız.

🌟

Ölümün ıssız kuyusunda çırpınışlarımı gerçekleştiriyordu yüreğim. Ya o kuyudan çıkacaktım ya da bende boğulacaktım.


🌟 

Kuzey ile ormanda konuşmamızın bana sadece acı verdiğini fark ettiğimde, kendi koruma kalkanımı açmıştım. İstediğim tek şey peşimizdeki kiralık katili bulup, rahat bir nefes almamızı sağlamaktı. 

Kuzey, Füsun ve Sanem'in yaptıklarını öğrendiğinde buradan çocuklarımla beraber çekip gidecektim. Annesinin tuttuğu kiralık katil olmasa aslında Kuzey'in gerçekleri öğrenip öğrenmemesi bile umurumda olmazdı. O zaman belki Poyrazla bile evlenmemiş, kendi hayatımı başka bir yerde yalnız çocuklarımla kurmuş olurdum. Benim elimi kolumu bağlayan tek şey o kiralık katildi.

Sabah gözlerimi yatakta hoplayan iki tane sabah şekeriyle açmıştım. Cemre minik elleriyle kolumdan tutarak, "günaydın anne, hadi gel sende hopla," dediğinde, Cem'de ona ayak uydurarak, "evet anne hadi gel, çok zevkli," dedi.

Dizlerimin üzerinde kalkıp ikisini de yakalayıp yanaklarından öptüm. Üçümüz el ele tutuşmuş yatağın üstünde düşe kalka hoplamaya çalışıyorduk. Cemre nefes nefese İngilizce şarkıyı söylemeye çalışırken Cem kulaklarını kapatmış, Cemre'yi duymamak için başka şarkı söylüyordu.

Bakışlarım pencereye doğru döndüğünde Kuzey ile göz göze geldim. Gece camları görünmez moda getirmiştim ama Poyraz sabah açmış olmalıydı. Bakışlarımı ondan çekip çocuklara birer öpücük daha kondurduğumda Cem ve Cemre yatakta hoplayarak şarkı söylemeye devam ediyordu.

Yatak odasının kapısı açıldığında Poyraz içeri girmişti. Poyraz'a gülümseyerek yataktan indiğimde yanına giderek onu baştan aşağıya süzdüm. Bir ıslık çalarak, kravatını düzelttim. "Bu yakışıklılığını neye borçluyuz Poyraz Bey?" Kapı tarafında olan yanağına öper gibi yaparak, "bir seyircimiz var," dedim Kuzey'i ima ederek.

Poyraz belimdeki elini sırtımda gezdirmiş ve yanaklarıma öpücükler kondurmuştu. "Artık her fırsatta sana sarılıp öpeceğim Deniz. Bu benim işime gelir güzel karıcım." Çapkınca kırptığı gözlerine gülümseyerek baktım.

Poyraz'ın kravatını son bir kez daha düzelterek, göğsüne ellerimi koydum. "Bende sizin kadar nazik bir adamla evli olduğum için çok şanslıyım kocacığım."

Poyraz bana sarıldığında kafam sol tarafa dönük olduğu için Kuzey ile bakışlarımız yeniden kesişmişti. Pencereden, ellerini yumruk yaparak izlemeye devam eden Kuzey, benim ona baktığımı görünce pencerenin kenarından ayrılmıştı. Bende tabi ki Poyrazdan ayrılmıştım.

Poyraz yatakta hoplayan çocuklara bakarak, "bu iki yavru aslan beni kahvaltı masasında bırakıp buraya kaçtılar demek," diyerek yatağın üstündeki çocukları yakalayıp gıdıklamaya başladı. Onlar yatakta boğuşurken banyoya gidip yüzümü yıkayıp, krem sürdüm. Giyinme odasına gittiğimde Poyraz çocukları alıp aşağıya inmişti bile.

ATEŞ VE BUZWhere stories live. Discover now