29. BÖLÜM KADIN ÇILDIRDI

3.5K 246 96
                                    




Merhaba ATEŞ VE BUZ okuyucuları normalde bu bölümü şimdi yayınlamayacaktım ama çerezlik niyetine yayınlamak istedim.

YILDIZA BASARAK bana destek olursanız çok sevinirim.

Bu arada bundan sonraki bölümlerde en çok kim yorum yaparsa onlara ithafen yazacağım.

Tek kural tüm bölümleri beğenmiş olmak ve çok yorum yapmak.

Bu bölümüde en çok yorum yapan iki arkadaşımıza ithafen paylaşıyorum.

gonulborcu
valenciaa08
Her bölüme yaptıkları yorumlar için teşekkür ederim. Bir dahaki bölümde siz de adınızın olmasını isterseniz bol yorum yapmayı unutmayınız.

Beğeni yapmayı unutmayınız.


Yarın KARASAROĞLU ailesi için büyük gün... KARASAROĞLU şirketlerinin 79. Yılı büyük bir kutlamayla tüm dosta, düşmana yeniden hatırlatılacaktı. Büyük balo için hazırlanan ev halkı telaş içerisindeydi. Özellikle gösteriş meraklısı olan şeytan ikili kendinden geçmiş gibi bir, aydır bu güne hazırlanıyordu. 

Bu tarz baloların genel organizasyonu Füsun cadısı ve yardakçısı Sanem'e aitti. Tabi ben de onlar için küçük bir sürpriz hazırlamıştım. Yaptıkları organizasyon biraz baltalanacaktı. Azıcık rezil olacaklardı ama bu küçük bir başlangıçtı.

Sabah uyandığımda yüzümde patlayan naif öpücükler gülümsememe sebep olmuştu. "Ya Poyraz yapma. Zaten dün gece uyutmadın, sabaha karşı uyuduk." Ona biraz sitemle karışık nazlandım. 

Bu adam neden hiç doymuyordu ki?

Poyraz sol göğsümü avuçlayarak şakaklarıma öpücüklerini kondurdu. "Benim huysuz bebeğimi çok yordum biliyorum ama bu seni sevmeme engel olamıyor maalesef."

Poyraz'ın geceliğimin içine doğru çaktırmadan kayan eli gıdıklanmama sebep oldu. Gözlerimi uyku sersemliğiyle açarak yüzümü ona doğru döndüm. "Sen beni uyutmayacaksın değil mi?"

Poyraz cevabını kalçamı avuçlayarak çoktan vermişti. Geceliğimden taşan göğüslerimin üst kısımlarını dişleriyle hafifçe ısırırken kıkırdadım. "Sana doyamıyorum yavrum ne yapayım? Tenin o kadar güzel ki, seni gördüğüm her an sana sahip olmak istiyorum. Ulan niye bu kadar güzelsin? Niye?"

Poyraz'ın omuzuna elimle vurarak, "ya Poyraz, utandırma beni. Zaten geçen gün senin yüzünden şirkette babana yakalandık. Hâlâ çok utanıyorum. Madem ofis fantezisi yapacaktık insan kapıyı neden kilitlemez ki. Pisliksin ya Allahtan tamamen çıplak değildik," dedim. O anı tekrar hatırlayınca ellerimi yüzüme kapattım. "Yok sana sevişmek falan!" diyerek kollarının arasından sıyrılarak yataktan kalktım. Poyraz ellerinden kayıp gitmenin hırsıyla yatağa yumruk attı. Bu haline kıkırdadım. Oyuncağı elinden alına bir bebek gibiydi.

"Gel buraya sevgilim. Söz azıcık sikeceğim! Aman pardon seveceğim! Hay dilimin ayarına sokayım!" Beni yakalamaya çalışırken yataktan düşen Poyraz'a büyüyen gözlerimle baktım. Yerde ayağına dolanan çarşafla debelenen Poyraz'a kahkaha attım. "Ulan baba! Ulan baba sende tam gelecek vakti buldun! Deniz güzelim kapıyı kilitleme bende geliyorum." Arkamdan koşmaya çalıştığında ayakları örtüye takılıp yere yeniden düştü. 

Poyraz abaza çıktı Deniz.

Ben onun bu haline kahkahalarla gülerken Poyraz yeni ürettiği küfürlerle ayaklarına dolanan saten örtüden kurtulmaya çalışıyordu. "Hay seni de örtüyü düşüreninde," bana bakarak, "gül sen gül! Ben senin ifadeni alacağım şimdi!" diyerek üstüme doğru gelmeye başladı.

ATEŞ VE BUZNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ