30. Bölüm BALONUN MANŞETLERİ...

3.7K 226 104
                                    

Merhaba ATEŞ VE BUZ ailesi...

Lütfen beğeni yerine tıklayın. ⭐️⭐️⭐️⭐️

Bol yorum ve beğeni yapmayı unutmayınız.

Bir önceki bölüme en çok yorum yapan ve beni takip eden iki kişiye bu bölümü ithaf ediyorum.

htcdlyvz

SelvinazTURHAN

Bir sonra ki bölümün size ithaf  edilmesini istiyorsanız;
Beni takip etmeli ve bu bölüme bol yorum yapmalısınız.

En çok yorum yapan iki kişiye bir sonraki bölümü ithaf edeceğim.

Güne güzel başlamış olmanın en güzel ifadesi, zihninin yapacaklarına olan hazırlığıdır.  

Günün sonunda alacağım basit bir intikam şimdiden keyiflenmeme sebep olmuştu. Dün Sanem'in herkese göre sinir patlaması, bana göre aklında kurduğu sinsi bir plan olan 'olay' herkesi germişti. 

Poyraz ile akşam yemeğine bile inmek istememiş ve çocuklarla dışarıda vakit geçirmiştik. Cem ve Cemre'nin hâlâ bebek diye tutturmaları bizi yine kahkahalara boğmuştu. Poyrazla beraber bebek olayını anlatana kadar akla karayı seçmiş, ama çocuklarla ufak bir anlaşma yapmak zorunda kalmıştık.

Giysi odasında, kendime bin bir çeşit sövmekle meşgulken, kıyafetlerimi karıştırıyordum. Belime sarılan kollarla omuzlarım aşağıya düştü. Poyraz omuzumu öperek, "hayırdır güzelim! Bir sorun mu var? Yine kendi kedine mırıldanıyorsun," dedi.

Askılıkları çekiştirmeyi bırakıp Poyraz'a doğru döndüm. Ellerimi saçlarımın arasından geçirip, "çıldıracağım Poyraz! Gerçekten çıldıracağım! Elbisem yok. Daha iki gün önce geldi dikim evinden, buraya asmıştım eminim. Hatta dün duştan sonra üstümü giyinirken de buradaydı. Ama şimdi yok. Elbise yer yarıldı içine girdi sanki!" diyerek yere attığım elbiseleri ayağımla kenara ittim.

Karşıdaki dolaba doğru yürüyüp, hırsla elbiselerin askılarını tek tek kontrol ettim. "Yok işte ya, yok!" Elbiseyi buraya koyduğumdan emindim. Daha dün buradaydı. Nereye gitmiş olabilirdi? 

"Sakin ol sevgilim! Fatma ablaya söyledin mi? Belki onlar almıştır, ütü için."

Kafamı iki yana sallayarak, "evet, sordum. Kimse görmemiş, dünden beri odaya girmemişler ki," dedim oflayarak.  Giyinme odasının kapısı tıklatıldığında bıkkın bir sesle, "gel," dedim.

Poyraz ile aynı anda kapıya baktığımızda Fatma abla mahcup gözlerle bize bakıyordu. Bakışlarım eline kaydığında parçalanmış bir elbise vardı. 

Senin elbisen Deniz.

"Deniz Hanım bunu çocuklar bahçedeki çöpte bulmuşlar," dedi, üzgün bir ses tonuyla.

Fatma ablanın elindeki elbiseyi aldığımda sinirle gözlerimi saniyelik kapatıp açtım. "Allah kahretsin! Öldüreceğim seni Sanem! Öldüreceğim!" diyerek kapıdan çıkmaya yeltendiğimde Poyraz belimden tutup beni engelledi.

Fatma ablaya işaret ederek, "sen çık Fatma abla," dedi. 

Poyraz'a dönerek elimdeki elbiseyi gösterdim. "Bu kız normal değil Poyraz! Bu kız gerçekten normal değil! Nasıl parçalar elbisemi?" Artık pek de işe yaramayacak elbiseyi köşeye doğru fırlattım. "Bilerek yaptı o orospu! Dünün sinirini çıkartmak için elbisemi parçalamış ruh hastası! Ama dur ben ona yapacağımı biliyorum. Akşam bir olsun o partide herkese rezil edeceğim o sarı çıyanı!"

ATEŞ VE BUZWhere stories live. Discover now