47. Bölüm- BEN ŞEYTANA DEĞİL, O BENİM PLANIMA DAHİL OLUR.

1.9K 214 60
                                    




Merhaba ATEŞ VE BUZ ailesi...

https://www.tiktok.com/@tugcegokceofficial?lang=fr

Tiktok hesabımdan beni takip edip, gelecek bölümlerin kesitlerinden haberdar olabilirsiniz.

Bu arada Wattpad den profilime girip beni takip etmeyi unutmayınız.

Yıldıza 🌟 basıp bana destek olursanız sevinirim. Bu arada tiktok da kitabı paylaşarak beni de etiketleyebilirsiniz.

Defne sanki benim ona baktığımı anlamış gibi başını kaldırdığında göz göze geldik. Tek kaşım havada, bir ona birde elinde tuttuğu telefona baktıktan sonra kafasını salladı. "Bir sorun mu var?"

Ona doğru bir adım attığımda kuşkulu gözlerim üzerinde gezindi. Çenemi ileriye doğru uzatarak telefonunu işaret ettim. "Kime mesaj atıyorsun sen?"

Telefonunu kilitleyerek avuçları arasına aldığında parmaklarıyla sıkıca sardı. "Arkadaşıma mesaj atıyorum. Alışverişe gideceğiz." Sağ ayağına verdiği ağırlığını bu sefer sol tarafa verdiğinde yerinde kımıldandı. Kuşkulu gözlerime sevecen olmaya çalışan ama asla işe yaramayan bir tavırla baktı. "Sende gelmek ister misin?"

Normalde bu dediğine pek inanmamıştım ama beni çağırması onun hakkındaki kuşkularımı biraz hafifletmişti. "Pek, inandırıcı değilsin."

Defne gözlerini devirdiğinde yanıma doğru geldi. Ekin ve diğerlerinde gözlerini gezdirdikten sonra kaçamak bakışları beni buldu. Hafifçe bana doğru eğildiğinde kimsenin duymayacağı kısık bir sesle, "benim bir sevgilim var da, Ekin abim duymasın ama. Utanıyorum," dedi. Biraz önceki yalanına tezat üstündeki endişeyi atmış ve daha rahattı.

Utanıyorum?

Hiç de utanacak tipte bir kız değildi ama bakışları bu sefer doğru söyler gibiydi. Aslında doğru da söylüyor olabilirdi. Sonuçta Ekin'i yeni tanıyordu ve bir ilişkisi olduğunda ne tepki vereceğini bilmiyor olabilirdi. Zaten ondan hoşlanmayan bir tarafım kuşku duymaya devam ediyordu ama bunu şimdilik kendi içimde bastırdım. Ayrıca madem sevgilisi vardı, neden kocamı alıcı gözle süzüyordu ki?

Bu kızda hiç içime sinmeyen şeyler vardı. Belki de Poyraz'a karşı olan tavrından dolayı ondan hoşlanmıyordum. Şimdilik üstüne gitmeyecektim ama gözümü de onun üstünden ayırmamalıydım.

"Anladım," dedim gülümseyerek. "Sen Ekin'i tanımadığın için tepkisinden korkuyor olabilirsin ama korkma, Ekin öyle sığ bir insan değildir." Benim ona inandığımı zannetmesi için yeniden içten bir gülüş yaydım dudaklarıma. Benim aptal olduğumu düşünmesi işime gelirdi. Eğer Kuzey'in bulduğu şirketle alakalı bir şey olursa artık ilk kimden şüpheleneceğimi biliyordum.

Poyraz yanıma geldiğinde yönümü ona doğru çevirdim. Gözleri sinirden beni bile göremeyecek haldeydi. "Güzelim, Hamdi seni eve bıraksın olur mu?"

Sabırsız hareketleri bir an önce dışarıya çıkmak içindi galiba. Önce yanımızda bizi dinleyen Defneye sertçe baktı. Defne, Poyraz'ın bakışlarıyla kendine gelirmiş gibi silkinip sahte bir gülümseme yaydı dudaklarına. "Ben, Ekin'in yanına gideyim. Sizin belli ki özel konuşacak şeyleriniz var."

Defne yanımızdan ayrıldığında kapının orada konuşmaya devam eden Kuzey ve Ekin'in yanına gitti. "Deniz, güzelim iyi misin?" Bakışlarımı Defneden aldıktan sonra Poyraz'a yönelttim.

Endişeli bakışlarına güzel bir gülümseme sunduğumda, "sorun yok. Daldım sadece," dedim. Poyraz düşünceler içindeyken ona şu an soru sormam ne kadar mantıklıydı bilmiyorum ama durum hakkında bilgi edinmek istiyordum. Çünkü o uçakta amcasıyla babası değil, biz olacaktık. Bunu yapan her kimse bizi öldürmek istediği aşikardı. "Durum ne Poyraz? Kim yapmış, belli mi?"

ATEŞ VE BUZOnde as histórias ganham vida. Descobre agora