60

567 41 3
                                    



Keyifli okumalar 🌸


Barış odadan çıkınca sonunda yalnız kaldım. Etrafa bakındım. Oda da ben de kötü durumdaydık. Arabanın anahtarını alıp odadan çıktım. Dışarda bekleyen üyelerden birine "Odayı temizlesinler," dedikten sonra Kovan'dan ayrıldım.

Amacım eve gitmekti ama kendimi Yağmur'un evinin önünde buldum. Aptal gibi hissediyordum. Direksiyonun kavrayan parmak boğumlarım bembeyaz olmuştu. Kafamı kaldırıp Yağmur'un dairesine baktım. Ne görmeyi bekliyordum ki? Işıkların açık olmasını mı? O evin ışıkları artık yanmayacaktı. Bir an önce evi boşaltıp eşyalarını almam gerektiğini düşündüm ama şu an ona ait herhangi bir şeyi görmek beni derinden yaralıyordu. Aptal gibi tekrar ağlamaya başladım. Kafamı sertçe direksiyona vurdum. Defalarca.

Daha fazla beklemeden gaza bastım ve evimin yolunu tuttum. Eve vardığımda yırtılmış kıyafetlerimi çöpe atıp sıcak bir duş aldım. Yatağa girdim. Biraz daha uyumazsam bayılacaktım ama ne yaptıysam uyuyamadım. Her gözümü kapattığımda Yağmur'un güzel yüzü gözlerimin önüne geliyordu. Belki de onu o gemiye binip göndermekte ısrar etmeliydim. Pişman olacağım o kadar çok şey vardı ki; bu ilişki benim yaptığım hatalarla doluydu.

Ne zaman uykuya daldığımı bilmiyordum ama uyandığımda terden sırılsıklam olmuştum. Elim hemen telefonuma gitti. Ekranda bir anlığına Yağmur'un adını görmeyi umut ettim ama aklımın yerine gelmesi saniyeler sürdü. Saat akşam beşe geliyordu.

Tekrar duş aldıktan sonra hazırlanıp Kovan'a gittim. Yanıma birkaç kişiyi alıp Papaz'a gitmem gerekiyordu. Kovan'a vardığımda ilk dikkatimi çeken kişi Cemre oldu. Beni bekliyordu ama onu görmek beni epey sinirlendirdi. Bu yüzden onu görmezden gelerek odama doğru ilerledim ama peşimden merdivenleri tırmandı. Birlikte odaya girdik.

"Olanları duydun," dedi sakince kapıyı kapattıktan sonra. "Nasılsın?"
Ona haksızlık ettiğimi biliyordum ama son zamanlarda Yağmur'u benden uzaklaştıran sebeplerden biri de Cemre'ydi.

"Ne istiyorsun?" diye sordum. Silah bölmesini açarak kendim için birkaç silah seçtim.

"Bir yere mi gidiyorsun?"

Silah kemerimi giymeye başladım. Cemre'nin beni süzen bakışlarına aldırış etmedim. Yağmur hislerindr haklıydı. Cemre'nin bana olan ilgisini fark ediyordum ama bunu Yağmur'a söylemeye çekinmiştim. Onu daha fazla kıskançlığa sürüklemek istememiştim. Eğer bunu dillendirirsem Cemre'nin hislerini kabul ediyorum demekti.

"Cem ve Ali'ye söyle. Hazırlansınlar, Papaz'a gideceğiz."

Arkamı döndüm ve silahları kemere yerleştirdim. Cemre de odadan çıktı. Her şeyi hallettikten sonra tam odadan çıkacaktım ki Barış içeri girdi. "Geldiğimi duydum." Gözleri silahlarıma takıldı. "Bir yere mi gidiyorsun?"

"Papaz'a gidiyorum. Dosyaları inceleyeceğim."

"Seninle geleyim," dedi hemen.

"Hayır," dediğimde bu cevabı beklemiyormuş gibi şaşkınlıkla bana baktı. "Ali ve Cem'i yanıma alıyorum. Senin burada kalmanı istiyorum. Kovan'da çıkacak herhangi bir soruna karşı..."

Güldü. "Siktiğim Kovan umrumda bile değil. Seninle geleceğim."

"Liderin kim olduğunu unutma Barış. Lider olarak sana bir görev veriyorum. Karşı mı geliyorsun?" diye sordum. Buna belki de bir güç gösterisi denebilirdi ama şu an kimsenin itaatsizliğine tahammülüm yoktu.

Barış ondan beklemediğim bri sakinlikle başını eğdi ve geçmem için kenara çekildi. "Bir terslik olursa," diyecekti ki omzuna vurdum. "Haber veririm."

FanusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin