40

1.9K 180 32
                                    




Herkese merhaba! Yeni bölümü beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Keyifli okumalar 🌸🌸

Ertesine gün öğlene kadar uyudum. Ne okula ne de işe gitmem gerekiyordu. Cumartesi'nin verdiği rahatlıkla gözlerimi açtım. Uzunca bir süre gerilme hareketleriyle vücudumu esnettim.

Güzel bir kahvaltı yapma fikriyle dirseklerimden yardım alarak yatağın içinde durdurdum. Ayaklarımın hemen ucunda, masanın üzerinde gördüğüm vazo ise beni gerçek hayatıma döndürmeye yetmişti.

Aklıma dün geceye dair anılar gelince kendimi bıkkınlıkla yatağa geri bıraktım. Demir'e tokat atmıştım. Bunu yaptığıma şu an inanamıyordum.

Eğer bu Kovan içinde duyulursa benim için işler kötüye gidecekti. Birinin bizi görmesi imkansızdı ve Demir'in de böyle bir şeyi kimseye söylemeyeceğine emindim ama yine de tedirgin olmadan edemedim.

Yatakta ders döndüm ve kafamı yastığa gömdüm. Fakat kaşlarım hemen çatıldı. Hak etmişti. Benim adıma bulunduğu ima hem iğrenç hem de gurur kırıcıydı.

Kovan'a gitmeli miydim? Mızmızlanarak yatakta debelendim. Gitmek istemiyordum. Demir'in yüzünü görmek benim için hem sinir bozucu hem de utanç verici olacaktı.

Bir lidere vurmanın cezası elbette vardı ama ne olduğunu bilmiyordum. Fanus'ta saygı önemliydi. Özellikle bizden daha tecrübeli insanlara karşı saygı göstermenin önemiyle büyümüştük.

Yine de yaptığım şeyden pişman değildim. Hiç kimse, bir lider dahi olsa hakkımda bu tür ithamlarda bulunmasına izin veremezdim.

İsteksizce yatağımdan kalktım. Bütün enerjim bir mıknatısla çekilmişti ve geriye sadece mutsuzluk ve sıkkınlık kalmıştı.

Mutfağa doğru ilerledim. İştahım çoktan kaçmıştı. Dolapta kalan yarım sütü kaseye boşalttım ve içini mısır gevreğiyle doldurdum.

İki kişilik yemek masasında keyifsizce kahvaltımı yaptım. Hava güneşliydi. Yavaş yavaş baharın gelmesini bekliyordum.

Bütün gün evde bekledim ve stres içindeydim. Güneş battıkça ben daha çok tırnaklarımı kemirmeye başlamıştım. Kovan benim için bir kurtuluş yeri olmaktan çıkıyordu.

Bütün gün o kadar çok şey düşünmüştüm ki bunların arasında tekrar Kaybolmuş olabilme düşüncesi bile vardı. Bu dünyada bir insanın isteyeceği en son şey bugün benim aklımdan geçmişti.

Hızla kafamı salladım. En azından hayatta kalmak için ekstradan bir korkum yoktu. Bunun için şükretmeli ve Demir'e bile katlanmalıydım.

Birkaç gün sonra tekrar Liman şehrine gidecektim. Bunun için hazırlık yapmalıydım ve oraya girmenin bir yolunu düşünmeliydim. Demir'den bu süre zarfı içinde uzak durmalı ve elimdeki vazoyu çıkarmalıydım.

Bütün günü uyuklayarak geçirdikten sonra saat çoktan yediyi geçiyordu. Kovan'a gitmek için hazırlandım. Vazonun sığabileceği bir sırt çantası aldım ve vazoyu içine yerleştirdim.

Bu kadar değerli bir parçası güvensiz evimde bırakamazdım. Ayrıca yakın zamanda Hakan Ceylan'ın beni arayacağını hissediyordum. Belki bir sürpriz yapar ve evimi ziyaret ederdi.

Umarım o zaman evde olmazdım. Beni aramasını tercih ediyordum. Yine de vazoyu evde bırakamazdım. Çantamı yüklendim ve evden çıktım.

Arabamı Kovan'a doğru sürdüm. Telefonum titrediğimde elimi sağ iç cebime attım. Mesaj Anıl'dandı.

FanusWhere stories live. Discover now