42

1.8K 171 23
                                    



"Serkan'la gitmeliydin," dedim yatağımın altından çıkardığım bavulumun ağzını açarken. Demir tek omzunu kapının girişine yaslamış, elleri göğsünde beni izliyordu.

Evimin bütün pencereleri ve kapılar delik deşik olmuştu. Her yer dağınık ve berbat haldeydi. Dolabımdan aceleyle çıkardığım kıyafetlerimi gelişi güzel bavula tıktım.

"Sana yardım edeceğim," dedi odama bir göz atarak.

Sinirle Demir'e baktım. "Yeter!" dedim bağırarak. "Neden peşimi bırakmıyorsun?" diye sordum. Hemen yanından geçip oturma odasına doğru ilerledim. Sessiz adımlarla beni izliyordu.

"Nereye gideceksin?" diye sordu. Televizyon ünitesinde bulunan benim için özel olan birkaç fotoğrafı aldım ve yatak odasına geri döndüm. Demir de benimle birlikte geri döndü.

Cevap vermedim. İhtiyacım olan bütün eşyalarımı topladıktan sonra etrafa kısa bir bakış attım. Valizimi yatağımdan indirdim ve odanın kapısında durdum. Demir hala duruşunu bozmadan bana bakıyordu.

"Burada mı kalacaksın?" diye sordum gözlerimi devirerek. "İstiyorsan kalabilirsin ama ben gidiyorum."

Üzerine doğru yürüdüğümde geri çekildi ve geçmeme izin verdi. Arabanın ve evin anahtarlarını alıp evden çıktık. "Nereye gitmeyi planlıyorsun?" diye sordu Demir tekrar. İkimiz de asansördeydik ve valizin de varlığıyla içerideki alan iyice daralmıştı.

Kafamı kaldırıp Demir'e baktım. Nereye gideceğimi ben de bilmiyordum. Bu yüzden aklıma ilk Merve gelmişti. "Merve'yi arayacağım," dedim.

Demir valizimin kolunu tuttu ve kendine doğru çekti. "Merve'de kalamazsın," dediğinde kaşlarımı çattım.

"Neden?" diye sordum. Kaşlarının gölgesi elmacık kemiklerine düşüyordu asansörün loş ışığında.

"O, ailesiyle yaşıyor."

Aslında bunu daha önce düşünmemiştim. Onun da benim gibi ayrı yaşadığını düşünüyordum ve birkaç gün onda kalmak iyi bir fikir gibi gözükmüştü. En azından onu arayıp ailesinin beni kabul edip edemeyeceğini sorabilirdim ama Demir bu yoluma da taş koydu.

"Misafir ağırlayamayacak kadar yaşlılar," dediğinde yüzüm düşmüştü.

Kovan'a uzun süreli üye olan herkesi Demir biliyordu ve Merve'nin ailesini de tanıması beni şaşırtmamıştı doğrusu. Asansörün kapısı açıldığında önce bavulumla birlikte Demir çıktı. Peşinden ben de çıktım ve hızla apartmandan çıkıp arabalara doğru yürüdük.

Demir kendi arabasının önünde durdu. "Eğer istersen ben de kalabilirsin," dediğinde yüzündeki utangaç ifadeyi görmezden geldim.

Uzanıp bavulumu aldım. "Teşekkür ederim ama bunu yapmana gerek yok," dedim. Başım her sıkıştığında Demir'den yardım almak istemiyordum ama o her seferinde bana yardım etmek için oradaydı.

Elini uzattı ve bavulun kolunu kavrayan elimin üzerine kendi elini koydu. Biraz çekingendi ama içinde bir yerde kendini dizginleyemediği her halinden belliydi. Yine de ısrarcı olmayacağını anlamıştım.

"Ne yapacaksın?" diye sordu. Bir el silah sesi duyduğumuz da ikimiz de gerildik. Aklıma direkt yarım saat önce olanlar gelince ürkekçe sesin geldiği yöne baktım ama kimse yoktu. Arka sokaklarda insanlar birbirini öldürmeye devam ediyordu.

"Birkaç gün otelde kalacağım," dedim emin olamayarak. Tekrar dönüp Demir'e baktığımda çatılmış kaşlarıyla o da etrafı süzüyordu.

Daha sonra başını salladı. "Bildiğim bir otel var. Güvenilir," dediğinde ne diyeceğimi bilemedim. Israr etmek için ağzımı açtığında benden önce davranıp, konuştu.

FanusWhere stories live. Discover now