LXVIII

335 20 4
                                    

❉⊱•═•⊰❉⊱•═•⊰❉⊱•═•⊰❉

Yattığım yatakta bir o yana bir bu yana dönerken işin yorgunluğunu atmaya çalışıyordum. Dün gece yoğun geçen sahnenin ardından Cihanla sahile inip uzun uzun oturduğumuz için hala dinlenememiştim. 

Eve geçmek yerine ablamgile geldiğim içinse iki kişilik yatağın keyfini sürüyordum. "Melodi! Açlıktan ölmek mi istiyorsun kalk o yataktan." Taa ki o sese kadar.

"Ben, yatağım ve yorganım çok mutluyuz abla. İnan kalksam ilk tuvalete gideceğim." Güneş ışığına savaş veren gözlerimi daha sıkı yumdum. 

"Bayılıp kalacağım şurada hala uyku derdindesin. Kız kalk şimdi terliği atacağım kafana." Bu kadına evlilik yaramamıştı. Henüz evleneli altı ay olmasına rağmen anne davranışları nam salmıştı. 

"Ben yokmuşum gibi davran." Azar sesi beklerken salondan kırılma sesleri geldiğinde olduğum yerden fırlayıp içeri koştum. 

Ablama bir şey oldu korkusuyla nabzım yükselmişti. Salona adım atar atmaz girişteki masada duran kocaman vazonun yerle yeksan olduğunu gördüm. Ablam başını tutmuş koltuktan destek alıyordu. "Abla, iyi misin? Gel uzaklaş ayağına cam batacak." 

Koluna girip uzaktaki koltuğa oturttuğumda ayaklarını uzatmasını sağladım. "Başım çok dönüyor. Yemek yemediğim için mi dedim ama yemek yiyince de midem bulanıyor." Neee??? Bu dünyaya bir Çelikkol daha geliyor olamazdı değil mi?

"Abla şey olabilir misin?"

"Ney olabilir miyim?" Geçte olsa dediğimi anlamış olmalı ki gözleri açıldı. "Saçmalama Melodi. Öyle bir şey olamaz." 

"Neden olmasın abla? Abim otuzlarının ortasına geldi neredeyse. Senin de ne kadar anne olmak istediğini biliyorum. Emin konuşma, test yapalım." Ayağa kalkıp eczaneye gitmek için yürüdüğümde elimi tuttu. 

"Çok hazırlıksızın. Yapmayalım, kendimi hazırlıyım. Hem Gürkanla konuşmuş olurum." 

"Güzel ablam neye hazırlık yapacaksın. Sen yıllardır annesin zaten. Abimin de Cihana karşı babalığını gördük. Siz ebeveyn olmak için biçilmiş kaftansınız ki o sizi bulduysa kaçışınız yok zaten." Bakışlarını karnına düştüğünde ellerini hissetmek ister gibi koydu. 

"Tamam git." Pijamalarıma aldırmadan üstüme ceket alıp koşa koşa aşağı indim. Beni heyecanlandıran neydi bilmiyordum ama her an 'ben teyze oluyorum' diye bağırabilirdim. 

Yaşadığımız sokağın girişindeki eczaneden dört tane farklı test alıp eve geldiğimde gidiş gelişimin sadece yedi dakika sürdüğünü fark ettim. Ablam daha sindiremediğini belli eden yüzüyle beni gördüğünde şok oldu. "Işınlandın mı kızım?" 

"Kalk hadi yap hepsini. Garanti olsun diye bol bol aldım." Elimdeki poşeti verip lavaboya kadar sürükledim. Bir yandan da Cihana mesaj atmıştım. 

Melodi: Çift çizgi pozitif mi demek?

Ablam çıktığında elindeki testlerin hepsini bana verip odasına kaçtı. "Sen söyle bana sonuçları." 

"Tamam ablama ama ağlamak yok." Ardı arkası kesilmeyen mesajlar gelmeye başladığında telefonuma baktım. 

Cihan: Ne çift çizgisi hayatım. 

Cihan: Tahmin ettiğim şey olamaz değil mi?

Cihan: Kızım biz korunuyoruz. 

Cihan: Melodi cevap ver yoksa nikah tarihi almaya gideceğiz. 

Cihan: Baba mı oluyorum lan. 

Cihan. Sevgilim aşkım canım balım peteğim baksana lan şu mesajlara. 

Mesaja bakmak yerine elimdeki testlere baktığımda çift çizgiyi gördüm. Teyze oluyordum. 

Melodi:

Melodi: Amca oluyorsun

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Melodi: Amca oluyorsun. 

Cihan: Şağa yapınorsun. Lağon Abim ni baba olyo. 

Melodi: Sakin ol aşkım ve akşam buraya gelirken bir bebek patiği ve kutu al. 

Cihan: O iş bende ;)

Titreyen ellerimle ablamgilin odasına girdim. Yatağa uzanmış bakışları tavanda elleri karnındaydı. Yanına gidip onun gibi uzandığımda bakış açımıza testi kaldırdım. "Anne oluyorsun." Gözlerimden akan yaşlara engel olamadım. 

Ablamdan hıçkırık sesi geldiğinde ona dönüp sıkıca sarıldım. "Gürkan mutluluktan bayılacak." Bir hıçkırık daha... "Allahım lütfen sağlıkla gelsin." 

"Ailemiz büyüyor abla." Geçen sene baş başa iki kız kardeşken şimdi bambaşka bir hayatın içindeydik. Bir mesajdı bizi bu zamanımıza getiren. 

Cihan Mert Çelikkolun korkaklıktan sıyrılıp attığı tek mesaj aile olmamızı sağlamıştı. Yatakta saatlerce ağlayıp en sonunda kahkahalar atmaya başlamıştık. 

Evin kapısı anahtarla açıldığında abim olacak korkusuyla testleri sakladım. Ama gelen Cihandı. Dördümüzde de bulunan ev anahtarı onda da vardı. Koşa koşa zar zor ayakkabısını çıkarıp geldiğini duyabiliyorduk. Odanın kapısını çaldığında ablam "Gel." Dedi. 

Kapı gürültüye açıldı. Cihan koşarak ablama sarıldı. "Yengelerin gülü be." Kollarının arasındaki ablamın bedeni yataktan kalkıp hava da sallandı. Bu hallerine kahkaha attığımda ablam çığlık atıyordu. 

"Bebeğim düşecek Cihan valla döverim seni." 

"Ya ben izin verir miyim onun düşmesine." Ablam yine de kafasına vurmayı ihmal etmemişti. "Erkek olursa yandın Dora. Vur sen kafama vur, sonra çok ağlarsın." 

"Uzak dur bebeğimden." Ablamı bırakıp yatağa bizim gibi geldiğinde dizime yattı. "Büyük bebeğimden de uzak dur." 

"Onun imkanı yok be abla. Çok aşığım." Uzanıp dudaklarına kısa bir öpücük kondurduğumda ablam midem bulandı bahanesiyle odayı terk etmişti. "Naber büyük bebek."

"Yorgundum ama şuan çok iyiyim. Sence abin ne tepki verecek?" 

"Bayılacak." Hem ablamın hem de Cihanın dediği gibi olmuştu. 

Gürkan abi eve geldiğinde hepimiz yemekten sonra salona oturmuştuk. Cihanın getirdiği benim hazırladığım kutuyu ablam ellerine vermişti. Önce ne hediyesi olduğunu idrak edememiş sonra açtığında iki saat bakakalmıştı. 

Yere iki metre serildiğinde ise bayıldığını anlamıştık. Cihanla ben kahkahalara boğulduğumuzda ablam kocası için ağlıyordu. 

 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
UYUMSUZ MELODİ | TEXTİNGWhere stories live. Discover now