LIII

491 31 7
                                    

"Miladımın senden öncesi var ama sonrası... İşte o söz konusu bile değil." 

❉⊱•═•⊰❉⊱•═•⊰❉⊱•═•⊰❉

"Ne kadar rahat konuştu lan o öyle. Hayatından bahsetmiyor gibi. Sanki benim canımdan söz etmiyor gibi ne güzel anlattı öyle." 

"Cihan o doktor işini böyle yapmalı." Az önce hastaneden çıkmış ve sahile inmiştik. Doktor bize her kötü olasılığı ya da her şey yolunda giderse olabilecek güzel gelişmeleri anlatmıştı ama Cihanın aklında sadece kötüleri kalmıştı. 

"Ölüm diyor sevgilim. Ağzından çıkan her kelime kalbime saplandı. İhtimalleri düşünemiyorum bile." Yürüdüğümüz yolda durup ona döndüğümde elleri belimi buldu. 

"Ölüm acı gerçek sevgilim. Eğer sonum yaklaşmışsa buna sebep bir ameliyatta olabilir bir kazada. Sorun kalbim, sana ömrün boyunca yanında olmamın vaadini veremem." Ne söylemeliydim? Pembe düşlerden bir avuç masal mı?

"Bahsettiğin canınken bu kadar rahat olmandan nefret ediyorum." Oysaki ben onun  canından olalı on sene olduğunu düşünmüştüm bir zamanlar. 

"Öldürmüyor. Seni öldü bildikten sonra fark ettim. Ailemi kaybetsem de seni kaybetsem de ölmedim." 

"Ondan çarpmayı bıraktı kalbin... Ondan mı kucakladın bu hastalığı yüreğine? Ben sen kadar güçlü değilim, sonsuza kadar durdururum o kalbi." 

"Saçmalıyorsun Cihan." Elinden tutup yürümeye çalıştığımda adım atmayıp beni yanına çekti. "Yürüsene, bizi bekliyorlar." 

"Bana söz vereceksin, güzel sözler söyleyeceksin sonra gideriz."

"Neden? Arkamdan 'sözünü tutmadın, hani yanımda kalacaktın' diye ağlaman için mi?" Elimdeki elini sıktım. Sanki sıcaklığına daha ihtiyacım varmış gibi yanına yaklaştım. "Lütfen düşünme, olacak olan olur."

"Olmayacak, olmayacak lan. Ben sana yeni kavuşmuşum kızım. Daha seninle hayallerimin hiçbirini yapmadık. Ağzıma bal çalıp gidemezsin." Dudaklarına uzanıp kısa bir öpücük kondurdum. 

"Aşkım, sevgilim, hayatım, bir tanem, her şeyim, canım. Hadi gidelim hadi." Koluna girip zorladım ama yine şansıma küstü. 

"Kocamda desene. Hatta çocuklarımın babası da olur." 

"Cihaannn..."

"Kocaannn." Kahkaha sesim bütün sahilin bize dönmesini sağlamıştı. O kadar güzel taklidimi yapmıştı ki sesim onun dilinde yankılanmış gibiydi. 

"Çok fenasın." Kolunun altına beni çektiğinde omzuma kolunu sarıp göğsüne çekmesine izin verdim. Kulağıma yüzünü yaklaştırdığında önce nefesini sonra sözlerini işittim. 

"Sen daha fenalığımı görmedin." Asla imasını anlamamış gibi yüzümdeki sor işaretleriyle yüzüne baktım! "Gösteririm istersen yavrum." Arsız. Karnına yediği dirsekle iki büklüm olmuştu. "Hay ben senin..."

"Ahlaksızsın. Evlenmeden olmaz." Bu sefer şokla iki büklüm olmayı başarmışken aklıma sorular doldu. "Sen benimle gönül eğlendirirsin şimdi. Ah ah erkeksin tabii. İki oynaşıp... Aaaa Cihan sen erkeksin." 

"Yavrum ne diyorsun hiçbir şey anlamadım."

"Ben bu hayata size anti olarak gelmişim. Ben babamla bile anlaşamazdım hatırlasana, ya şimdi seninle çocuk yapar üstüne anlaşamayıp ayrılırsak." Önce dudakları kıvrıldı ondan bir gülüş beklerken uzanıp burnumu öptü. 

"Babanla bile anlaşamazken benimle anlaşıyordun bebeğim." Şaka mı? Maalesef bu doğruydu. 

"Eee sen benim kaderimsin o zaman." Yürümekten yoruldukça yol boyu durup durup konuşmuştum ama artık ayakta durmaktan da yorulmuştum. 

"Başka seçenek yok idare edin Melodi Baştuğ HANIM." Melodi Çelikkol yakıştı yakıştı. 

"Cihan..." Eli yüzümü kapattığında hala kolunun altındaydım. "Ya Cihan." Bu seferde saçlarımı karıştırıp çocuk gibi dağıtmıştı. "Allahın cezası Cihan." Ve yanağımda dişlerini hissetim. "Aptal Cihan." 

"Söyle sevgilim söyle, ölsün bu Cihan sana." Tövbe tövbe.

"Yoruldum." Hastanede muayene ve teste bekleme süresi tam dört saat sürmüştü ve ben o koşu bandına her bindiğimde ölüyordum. Dahası kan alındığı içinse halsizleşmiştim. 

Cihandan bir yere oturup dinlenme fikri beklerken benden ayrılıp sırtı bana gelecek şekilde önümde durdu. İki katım olan cüssesi eğildiğinde ellerini arkaya uzattı. "Atla bakalım sırtıma çirkin ördek yavrusu." 

"Şaka yapıyorsun." 

"Gayet ciddiyim." Fırsatı tepmeden sırtına atlayıp ellerimi boynuna sardım. Onun elleri bacaklarımı bulduğunda beline sarıldım. 

Aniden ayağa kalktı. "Allahım sana geliyorum. Cihan çok yüksek burası. Gökdelen gibisin be adam." Allahım neden kısa yarattın bu kulunu. Yerden yükselince dünyanın kalitesi artmıştı. 

"Sıkı tutun düşme." Şoku atlatıp sırtının sefasını sürdüm. 

Uzun zaman sonra ilk defa olması gerektiğinde farklı hissettim. Onunla çocuklaşıp gece sonunda kollarında ağladım. Kötüyü de iyiyi de onunla tattım. 

UYUMSUZ MELODİ | TEXTİNGWhere stories live. Discover now