LXVI

336 16 11
                                    

"Kırık şarap kadehi..."

❉⊱•═•⊰❉⊱•═•⊰❉⊱•═•⊰❉

Aynanın karşısında son kez kırmızı rujumu sürüp kendime baktım. Akşam yemeği için giydiğim bordo renk saten elbise bedenim tam oturmuştu. Düzleştirdiğim saçlarımla uyum sağlarken kırmızı rujla tamamen hazırdım. 

Sahilde günümüzü geçirmemizin ardından odalarımıza çekilmiştik. Kumlardan arınmak için banyo yapıp hemen akşam için hazırlanmaya başlamıştım. 

Buranın meşhur binalarının birinin en üst katında, şehir ayaklarımızın altındayken yemek yiyecektik. Daha önce internet sayesinde gördüğüm yer oldukça şık ve uzun uzun hazırlanmaya değerdi. Siyah stiletto ve çantamı da aldığımda telefonumu son kez kontrol ettim. 

Dora: Bizim küçük bir işimiz çıktı yemeğe gelemiyoruz. 

Melodi: Ne demek gelemiyoruz? 

Melodi: Ne işiniz olabilir abla?

Dora: Yeni evliyiz ya biz şimdi. Birbirimize karşı hemen işimiz çıkabiliyor. 

Melodi: Terbiyesiz, kardeşinim ben senin. 

Dora: Açık açık sevişeceğiz demedim ya ablacığım. 

Melodi: Dedin abla dedin. 

Dora: (: 

Dora: Size afiyet olsun. 

Melodi: Size de :)

Moralimi bozmadan odandan çıktığımda karşı odada hazırlanan Cihanda çıkmıştı. Omzuna atıp giymeye çalıştığı ceketiyle mücadele ederken gözleri beni bulduğunda donup kaldı. "Siktir." 

Baştan aşağı simsiyah takım giyinmişti. Sadece kravatsız kalan gömleğindeki eksik göze batmıyordu. Nefes kesiciydi. Siyahın yakışması ayrı kenarda dururken bedenine oturan takımı gözlerimi kamaştırıyordu. "Selam." Ne? Ağzımdan ben habersiz çıkan selam ona olması gerektiği gibi gelmiş olmalı ki cevabı gecikmedi. 

"Selam güzelim." Tepeden tırnağa keşfetti giydiklerimi, giymediklerimi. "Çok güzel olmuşsun. Oturup saatlerce seni izleyebilirim." 

"Sende çok şıksın aşkım." İki adımla önümde durdu. "Ablamgil gelmiyormuş istersen otelde yiyelim." 

"Gelmesinler daha iyi. Seninle orada vakit geçirmeyi tercih ederim." Gerçekten işine gelmişti. Bu sevincin iki sebebi olabilirdi. Ya gerçekten ablamgilden haz etmiyordu ya da benimle yalnız kalmaktan keyif alıyordu. 

"Gidelim o zaman çok açım." Kolunu kırıp bana uzattığında bekletmeden koluna girdim. 

Otelden çıkıp taksi çevirdik. Ünlü mekanı söylediğimizde yaklaşık on beş dakika süren yolu arka koltukta başımı omzuna yaslayarak geçirdim. Taksi durduğunda ilk Cihan indi. Bir beyefendi edasıyla benim kapımı da açıp inmeme yardım ettiğinde gülümsedi. 

"Çok kibarsınız beyefendi." 

"Her zaman leydim." Dışarıdan bile güzel duran mekanın girişine adını verdiğinde cam kenarındaki rezervasyon yaptırdığımız masaya geçtik. Yine kibarlığını konuşturup sandalyemi çekerek oturmamı sağladığında saçlarımın arasına öpücük kondurup yerine geçti. 

UYUMSUZ MELODİ | TEXTİNGWhere stories live. Discover now