XXXII

596 42 3
                                    

"Çirkin ördek yavrusu."

❉⊱•═•⊰❉⊱•═•⊰❉⊱•═•⊰❉

Koşmaktan, gördüklerimden dahası idrak ettiklerimden sıkışan kalbim yerinden çıkacak gibiydi. 

Onun öldüğüne o kadar emindim ki karşımda gördüğüm yüz on yaş büyümüş halinin benzeri olsa da o olamayacak kadar yabancıydı. 

Beni bir kalp krizine daha itecek kadar sarısıcıydı gördüklerim...

On sekiz yaşında ayrılmıştı yollarımız. O arabanın içindeki üç kişiden sadece biriydi. Annem ölmüştü, babam ölmüştü, Cihan ölmüştü. Kalp krizi geçirip cenazelerini bile göremeden yoğum bakıma alınmıştım. 

Sonrası ise terk edilen bir şehir ve başlanılan yeni hayattı. Ama Cihan ölmüştü. 

Sarı şortlu adamın, tanıdık yüze yumruğunu geçirmesiyle yere düşüp, ağzındaki kan mindere serildi. Onu kaybetmesem de şuanda gözlerimin önünde canından olacaktı. 

Rakibinden daha çok yaralıydı. Yere serilen haliyle bile gözleri açıktı. Şokla kapattığım ağzımdan adıyla haykırış koptu. "Cihan." Bakışları, simsiyah hareleri gözlerimi buldu. 

Yüzünde buruk bir gülümseme gördüm. Beni bekliyor muydu bilmiyordum ama şaşırmışa benzemiyordu. Gürkan abi durur demişti, hemen şimdi durmalıydı değil mi? Sonuçta beni görmüştü. 

Ama öyle olmadı hakemin uyarılarıyla tekrar ayağa kalktı. Henüz gardını almaya gerek kalmadan karşısında yenebileceğine emin olduğum kadar pasif duran adamın son yumruğuyla kalktığı yere geri düştü. Bu sefer emindim, bilinci kaybolmuştu. 

Geri sayım sürecinin bitmesiyle açılmayan gözleriyle karşısındaki adamın galibiyeti kutlandı. O ise çöpmüş gibi kapalı gözleriyle olduğu yerde yatıyordu. 

Linge ulaşmak için aşmaya çalıştığım insanlar daha da yoğunlaştı. Herkes coşkuyla kazanan adamın adını söylüyordu. 

Kolumdan birinin asılmasıyla geriye çekildim. "Birazdan arka odaya kaldırırlar. Oraya gidip bekleyelim şimdi ulaşman imkansız." 

"Ne halde görmüyor musun? Kimse yanına gitmiyor belki de öldü. Herkes kazananın peşinde." 

"Oyunun kuralı bu bacım. O bunu bile bile burada." Ben istedim. Yenilme dedim, kazan dedim, ben dedim. O yaptı ama bilmiyordum. Bilmiyorsam susmalıydım ama ben tepki verdim. O konuşmayalım dedi konuştum. 

Aptal, o aptal, ben aptalım. Kaybetmiştim, yeniden kazanamadan tekrar kaybettim. 

Gürkan abi bana güvendi ama ben geç kalmıştım. Kolumdan tutan adam beni arkaya sürüklerken gözlerim hala ondaydı. Gürkan abinin kardeşi Cihan. Benim yüzümden yanında olamadığı kardeşi... 

Saçları terden yüzüne yapışmıştı. Gözü şimdiden mosmordu. Yanağında bariz belli şişlik vardı. En son görüş açım kesilmeden gördüğüm gözlerinin yavaş yavaş açıldığıydı. 

Girişte karşılaşıp girmemi sağlayan adam beni odaya bırakıp gittiğinden beri üstünden on dakika geçti. Sabırsızlıkla yerimde kımıldanırken kapı açıldı. İki adam Cihanın kollarının altına girmiş sürüklüyordu. 

Odanın içerisine girdikleri gibi iri bedeni ayaklarımın altına attılar. İnsan değil de bir çuval un koyar gibi önemsizce bıraktılar. "Taksi kapıda. Al nereye götürürsen götür ama ismimizi bir yerde duyurma. Burada olan burada kalır." 

Oda da bizi baş başa bıraktıkları gibi yanına çöküp başımı dizlerime koydum. O an kendimi bırakıp hüngür hüngür ağlamalarıma sesi eşlik etti. "Hişş ağlama ördek."

UYUMSUZ MELODİ | TEXTİNGWhere stories live. Discover now