Bölüm 27

1.8K 164 211
                                    

Beğeni ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum💐

Kitap hakkındaki duyurulardan haberdar olmak için wattpad hesabımı takibe alabilirsiniz.
@kitapkolik_46

Bölümü düzenlemedim. Yazım yanlışları olabilir. Kitap bittiğinde düzenlemeye alınacaktır.

Bölüm sınırı
65 beğeni
200 yorum
Sınır dolduğunda yeni bölüm gelecek inşallah 💐

Keyifli okumalar dilerim.

🌿🌿🌿🌿🌿

"Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

Şems'i Tebrizinin sözü kulaklarımda yankılanıyordu.

Misafirleri yolcu ettikten sonra yatsı namazımı kılmak için odamıza çıkmıştım. Ömer de çalışma odasında incelemesi gereken bir dosya olduğunu söylemiş ve gitmişti.

Bugün Kerem Bey'in yaşadıkları beni derinden etkilemişti.

Küçük yaşımdan beri çok zorluklar yaşamama rağmen her geçen gün hayatın daha zor daha farklı yönlerini görüyordum. Bundan kötü daha ne olabilir dediğim anda daha da zorunu daha da kötüsünü görebiliyordum.

Bazı şeyler biz insanoğlunun elinde değildi. Kader'e ne yazılmışsa onu yaşıyorduk ama kader de gayrete aşıktı. Bazı şeyler de bizim çabamızın sonuçu oluyordu. Öyle bir an geliyordu ki her şey bizden bağımsız gelişiyordu.

Nefes aldığımız müddetçe yaşam mücadelesi hep var olacaktı. Önemli olan nasıl yaşadığındı.

Odanın kapısının açılmasıyla okyanus mavilerinin odada beni aradığını gördüm. Pencerenin önündeki tekli koltukta oturmuş düşünceler denizinde boğulmuştum. Üzerimdeki namaz elbise mi ve yazmamı çıkarmamıştım.

Ömer odanın kapısını kapatıp adımlarını bana doğru atmaya başladı. Yanıma gelip durduğunda yüzünü görebilmek için başımı yukarı kaldırarak bakmak zorunda kalmıştım. Yukardan bakmasından hoşlanmamıştım. Bunu anlamış olacak ki önümde tek dizinin üstüne çökerek elinin birini dizime koydu. Kimseye eyvallahı olmayan adamın benim önümde diz çökmesi gururumu okşamıştı.

Ömer dışarda çok sert ve katı kuralları olan biriydi. Yüzünün güldüğü pek olmazdı. Sert duvarları vardı. Ama bu odadaki Ömer bambaşka biriydi. Bu Ömer sadece bana özeldi... Bana aitti... Bunu biliyordum.

Odamızda sadece abajurun ışığı vardı. Pencereden vuran ay ışığı okyanus maviliklerini görmemi sağlıyordu. Ömer'in maviliklerinde boğulurken dudaklarının kenarının kıvrıldığını gördüm. Aramızdaki çekimin farkındaydık.

"Güzelim...!" ses tonu çok etkileyiciydi. Bu ses tonunu sevdiğimi bildiği için bilerek yapıyordu. Elimi yüzüne çıkartıp okşamaya başladığımda derin bir nefes verdi. Sakallarının avuç içlerime batmasını seviyordum.

Elim yüzünde teninin sıcaklığını hissettikçe kocamın okyanus mavilikleri gece mavisine dönüşüyordu. Yüzündeki elimin üstüne büyük iri elini koyduğunda elim kaybolmuştu. Elimi sıkıca tutup kalın dudaklarını avuçumun tam ortasını öptüğünde avuçumun ortasında sıcaklık tüm vücuduma yayılmıştı.

Etkiliyordu...

Etkileniyordum...

Alt dudağımı istem dışı ısırdığımda gözleri dudaklarıma kaydığında daha ne olduğunu anlamadan beni hızla kucağına alıp yerime oturdu. Beni de kucağına oturttu. Bu hareketi o kadar hızlı bir şekilde yapmıştı ki ağzımdan küçük bir çığlık çıktığında beni kucağına yerleştirip. İri eliyle dudaklarımı kapattı.

Yasemin KokusuWhere stories live. Discover now