The Obsessive Male Leads Want to Eat Me Alive

100

Bölüm 100: Mephisto ve Venénum
Yavaş yavaş.

Sessizce oturdum ve arabayı çeken atların toynak seslerini dinledim.

"Hangi cehenneme gidiyoruz?

Arabanın bilmediğim orman yolunda yavaşça ilerlediğini görmek beni endişelendiriyordu.

Ayrıca Sislin'in durumu...

"Bugün gerçekten de bir R19 çalışmasından çıkmış gibi görünüyor.

Yanımda oturan ve dev bir canavarınkine benzeyen vücudu olan adamın kırmızı, bulanık gözleri bir şekilde bulanıklaşmıştı.

Uyuşturulmuş bir insan gibi.

Ya da herhangi bir acıya veya dürtüye katlanan biri gibi.

Dikkatlice sordum.

"Ekselansları, iyi misiniz?"

"......."

Sislin'in derinlere gömülmüş ve kararmış gözleri kısa bir süre Annette'e kaydı.

Annette.

Ancak onu görüş alanına aldıktan sonra puslu gözleri net bir şekilde odaklandı. Onu gördüğünde her zaman böyleydi. Her türlü acıya rağmen.

Böylece gitti...

"Sorun yok."

-Hayır, aslında iyi değildi.

Bu sabah.

Owin, efendisi veliaht prensin hatırı için uzaktan gizlice bir doktor çağırdı.

Sislin'in annesinin soyu olan 'Mephisto'nun soyu'nun tedavisinde uzmanlaşmış bir doktordu.

Mephisto'nun güçlü güçlerini uyandıran ailenin varisleri sık sık 'kan hastalığı' olarak adlandırdıkları nöbetler geçiriyordu.

Çocukken Orman'da yeteneğini uyandıran ve Yarık'ta yeteneğini zorla güçlendiren Sislin bile hastalıktan kaçamadı.

'Şeytanın gücü' adı verilen güç, sanki bedeni konak olarak kullanarak büyümüş gibi güçlendi.

Güçlendikçe zihnini daha fazla aşındırıyor ve duyularını daha hassas hale getiriyordu.

-Bu kan hastalığından muzdarip olan anne tarafından dedesi, sonunda yeteneğini kaybetti ve çıldırdı, altın gibi değer verdiği karısını öldürdü.

Duyuları geri geldikten sonra da aşırı bir utanç duygusuna kapılmış ve kendi hayatına son vermiş.

Böyle bir geçmişe aşina olan doktor endişeli görünüyordu.

"Son zamanlarda belirtileriniz daha da kötüleşti. Kesinlikle daha iyiye gidiyordunuz, ama nedenini bilmiyorum..."

Owin sordu.