The Obsessive Male Leads Want to Eat Me Alive

16

Bölüm 16: 'Küçük Şeytan' Avı (I)
"Sislin, iyi misin?"

Julius gittikten sonra ilk olarak Sislin'e gittim.

Haksız yere bir hırsız olarak sürülmüştü ve her türlü kötü şeyi duymuştu.

"Mağaradan zar zor kaçmıştı.

Dünya korkutucu ve zor olduğu için saklanan çocuk, dünyanın soğuk gözleriyle tekrar karşılaşmıştı.

Sislin'in bakış açısına göre, bu ciddi şekilde incinebilecek bir şeydi. Ben olsaydım, her şeyi bir kenara bırakıp kaçmak isterdim.

Gerçek suçluyu yakalamak mümkündü ama çocuğun kalbindeki yaraları tersine çevirmek zordu.

Neyse ki Sislin bana baktı ve sakince başını salladı.

"Ben iyiyim, Annette."

"...Gerçekten mi?"

"Evet, Annette bana söyledi. Eğer sabırla beklersen, bir şeyler olacak."

Çocuk belli belirsiz gülümsedi.

"Acımadı çünkü beklediğim buydu."

'...Hehe, benim bebeğim büyümüş. Dünyadaki insanlar, bebeğimin ne kadar kendinden emin olduğuna bakın!

Sislin canı yanmadan dayanabilseydi, o küçük şeytanı yakalamak çocuk oyuncağı olurdu diye düşündüm.

Geniş bir gülümsemeyle şöyle dedim,

"Sisl, daha önce yapmadığını cesaretle söyleyerek gerçekten iyi bir iş çıkardın!"

"...Bu benim ilk seferim."

Sislin hafifçe utanarak siyah saçlarının altındaki kızıl gözlerini indirdi.

"Haksız yere suçlandığımda bunun benim suçum olmadığını söyledim."

"......"

Diğer durumlarda, dayağı kabullenmiş olmalıydı.

Diğer kişi onu pervasızca damgalamış olsa bile, hiçbir şeye karşılık veremezdi.

Göğsüme alışılmadık bir sıcaklık çarptı. Yumruklarımı sıktım ve şöyle dedim,

"...Sisl. Şu andan itibaren, bunun senin hatan olup olmadığını söyleyen ben olacağım. Anladın mı?"

"Evet."

Başını hafifçe sallarken o kadar güzel görünüyordu ki Sislin'e sıkıca sarıldım.

"......!"

Bir an için Sislin'in elini havada hissettim.

Çocuğun havada tereddüt eden küçük eli dikkatlice sırtıma yerleştirildi.

Sıcaklık çok iyiydi.

Kısa bir kucaklaşmadan sonra ayrıldık ve çocuğun yüzü olgun bir domates kadar kızarmıştı.