30

30 5 70
                                    

Ben liderlik etmezsem, onlar nereye gidecek? Her hareketimi takip ediyorlar. Gerçek düşüncelerim, asla bilemeyeceksin. Bütün bu acıyı asla göstermeyeceğim.

Praskovya

Kimi zaman gerçekten aklımın karıştığını hissetsem de hiçbiri şuan hissettiklerimle kıyaslanamazdı. Aklımın karışıklığı beni derinden etkiliyordu ve karar vermek gittikçe zorlaşıyordu. Ne yapacağımı bilemiyordum. Kendimi kaybolmuş hissediyordum ve her şeyi anlamaya çalıştıkça daha da karışıyordum.

Yataktan doğrulup sağ ve sol taraftaki yataklarda yatan Louis ve Zayn'e döndüm. Bir yola adım atmıştım ve her şey onlar içindi.

Karşıdaki aynadan görüntüme baktım. Dağılmış görünüyordum. Tek saçım, başım değil, ruhsal anlamda bile dağınıklığım oldukça belli oluyordu.

Kafamı sağa sola salladım ve kendime çeki düzen verip yataktan kalktım. Sağ taraftaki kapıya ilerledim ve lavabodan ihtiyaçlarımı giderdim. Daha sonrasında çıkıp, tekrar karşımdaki kapıya giderken çocukların hâlâ uyuduğunu gördüm. Hafiften sırıttım ve üstümü değiştirdim.

Uzun bir gece olmuştu sonuçta. Sonuç olarak tekrardan Svarog'un evine (Burayı saray olarak adlandırmak daha mantıklı olurdu) gelmiştik. Ne kadar bu sürecin içindeyken farklı bir yerde konaklamak istesek de evin gayet büyük olduğunu, bunu istememin tek amacının Styles'dan uzak durmak olduğunu söylemişti.

Sonuç olarak hepimizin hedefi aynıydı. Bir süre dayandıktan sonra buradan çıkabilirdik.

Odanın kapısını açtım ve kapıda bekleyen korumalara dönüp teşekkür ettim. Hepsi kafasıyla beni onayladığında aşağı doğru adımlamaya başladım. Merdivenlerden indiğimde, sağ tarafımdaki büyük masaya baktım ve güldüm. Özenle hazırlanmış kahvaltılarla doluydu. Etrafıma bakındığımda kimseyi görememiştim. Masanın başında, hâlâ hazırlamaya devam eden görevli kadına döndüm.

"Günaydın, Svarog nerede biliyor musunuz?"

Kadın elindeki bardakları masaya bıraktıktan sonra bana döndü ve konuştu.

"Günaydın Efendim. Bay Kazankov az önce çıktı. İşlerinin olduğunu , onları halletmesi gerektiğini söyledi ve sizlere kahvaltı hazırlamamı istedi."

"Pekala, teşekkür ederim."

Bana gülümsedikten sonra ona karşılık verip masadaki çaydan bir bardağa doldurup bahçeye doğru adımladım. Kapıyı açtım ve sabahın verdiği sakin ve hafif serin havayla gözlerimi kısa bir süreliğine yumdum.

Sağ taraftaki çimenlerin arasındaki betondan çiftlerin yanına gittim ve arkama yaslanıp çayımdan yudumladım. Karşımdan geçen Belçika kurdu cinsi köpeği görünce şaşkınlıkla gülümseyip çayımı yanıma koydum ve ona seslendim. Sesimle beraber bana döndü ve bacaklarımın arasına girdi. Bu hareketiyle istemsizce kıkırdadım ve hızlı ve sert hareketlerle onu okşadım.

Boynundaki tasması dikkatimi çektiğinde içinde yazan yazıya baktım. "Çapu" kaşlarımı çattım ve bunun Svarog'un sahiplendiği bir köpek olduğunu anladım.

Bir süre daha oyalandıktan sonra bacağıma teşekkür etmek için bir yalama bırakıp uzaklaştığında tebessüm ettim. Birisi yanıma gelip arkasına yaslanana kadar.

Sağıma döndüğümde Styles'ı gördüm. Beni izliyordu. Gözlerimi devirdim.

"Ne istiyorsun?"

Gözlerini benimkinden ayırmadan cevapladı.

"Konuşmak."

Yerimde huzursuzca kıpırdandım.

Governmently Show | Harry StylesWhere stories live. Discover now