17

48 13 83
                                    

"Öp beni, aşkını bana bulaştır ve zehrinle doldur beni."

Praskovya

Başımı çatlatan uzun bir günden sonra; Styles'ın da dediği gibi eve geçip kendime biraz zaman verip düşünmeye başladım.

Her şey boktan bir hal alıyordu ama bunun da üstesinden geleceğimi biliyordum. Her şeyi başarmıştım ben, bunu da yapardım. İnsanlara oyun oynamakta ve intikamda üstüme yoktu.

Salonda üstümde örtü ve altımda yumuşak koltuğumla uzanırken bir yandan telefonuma göz gezdiriyorum. Twitter'a girip gündemlere bakıp hakkımdaki şeyleri okudum. O sırada üstten bir bildirim geldi.

*Harry Styles sana bir fotoğraf gönderdi.*

Bildirime tıkladım. Attığı fotoğrafa baktım ve gülmeye başladım. Onda kaldığım gün orada kalan kırmızı cropu giyip bana fotoğrafını atmıştı. Bir şeyler yazmaya karar verdim.

Siz
Ne o? Styles style'ını mı değiştiriyor yoksa?

Harry Styles:

Haha. Bu espriden sonra ateşkes fikrinden vazgeçtim.

En kısa zamanda silahımın ucundasın.

Yazdığı şeyle gözlerimi devirmeden durmadım. Oturduğum yerde kıkırdadım. O sırada kapının çalmasıyla uzandığım koltukta düzleştim ve üstümdeki yorganı çektim.

Ayaklanıp kapıya doğru ilerledim. Büyük ihtimalle Louis veya Zayndi. Çünkü kapıdaki adamlar öteleyiciler dışında kimseyi almıyorlardı.

Ne olur ne olmaz düşüncesiyle komidinin üzerindeki silahı sol elime aldım ve kapıyı açtım.

Kapıyı açtığımda karşılaştığım yüzle şaşırdım. Abel, her zamanki gibi üstündeki siyah kıyafetleri ve sert ifadesiyle kapıda bekliyordu ama bu sefer ifadesi daha derindi.

"Abel?"

Sorduğum soruyu es geçip içeri girdi ve arkasından kapıyı kapatıp içeri ilerledi. Kaşlarımı çatıp ona döndüm.

"Yatmak için geldiysen, havamda değilim."

Bana doğru yüzünü döndü ve alaycı bir şekilde güldü.

"Tek düşündüğün bu zaten, değil mi? İnsanların duygularıyla oynamak."

Kafam karışık bir şekilde ona doğru karşı çıktım. Ağzından tükürükler savuracak şekilde sinirlice konuşuyordu. Ne onu bu kadar rahatsız etmişti?

"Neyden bahsediyorsun Abel? Açık ol."

Bana yandan gülümseyerek gözlerimin içine doğru baktı ve üstüme yürüdü, duvarla arasına sıkıştığımda konuşmaya başladı.

"Senin duygusuz bir canavar olduğu düşünen herkese seni savundum, Praskovya. Ama sen ne yaptın? Beni öptükten sonra gittin ve düşman olarak gördüğün adamın ellerine düştün. Bu kadar kolay mıydı senin için? Her şeyi istediğin gibi yapıp bırakmazsın. Kafanın estiği gibi hareket edemezsin!"

Omuzlarından tutup onu üstümden ittirdim.

"Kimsenin eline düştüğüm yok. Oyuna getirildiğimizi ve şimdilik beraber çalışacağımızı Öteleyiciler toplantısında anlattım. Sen sadece olayı büyütüyorsun."

Gözlerime boş boş bir süre baktı, çenesini bastırıyordu ve sinirinden kanın beynine sıçradığı belli oluyordu.

"Büyütüyorum, öyle mi?"

Kafamı aşağı yukarı salladım ve kollarımı önümde birleştirdim.

"Bana yalan söyleme, Praskovya..."

Tek kaşımı kaldırıp ona baktığımda elini arka cebine attı ve bir kaç parça polarid fotoğraf çıkarttı. Bunlar Styles'la benim bugün gölün kenarında çekilmiş fotoğraflarımızdı. Birinde eli benim yüzümdeydi ve oldukça yakın gözüküyorduk.

"Sen.. bunları nereden buldun?"

Sinirli bir şekilde üstüme tekrardan yürüdü. Duvarla arasında kaldığımda nefeslerini kulağımla boynumun arasında hissedebiliyordum.

"Çok hipnotize edicisin. Bir melek misin yoksa şeytan mısın?"

Nefesleri boynuma vurarken tüylerim diken diken oldu. Boynumu biraz daha açtım.

"Eğer oyun oynamak istiyorsan, oynayalım Praskovya."

Derin bir nefes aldım ve elini boynuma doğru götürüp yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Dudaklarıma olan bakışları ne hissedeceğimi şaşırtıyordu.

Dudaklarıma dudaklarını hafiften değdirerek fısıldar şekilde konuştu.

"Ama ben hiçbir zaman kaybetmem."

Dedikten sonra dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve hızlıca karşılık verdim. Ellerimi saçlarına götürüp daldırdığımda ağzımın içine doğru inledi.

Sert öpüşleri, benden sinirini çıkarmak için olduğu belliydi. Elleri yanaklarımı yakaladı ve kendi yüzüne olabildiğince bastırdı. Alt dudağımı ıssırırken metalimsi kan tadı dilime geliyordu.

Artık bir nevi nefessiz kaldığımda kendimi ondan geri çektim ve alnımı alnına yasladı. Derince nefesler alıp verirken kızarmış dudaklarıyla konuştu.

"Bana aşkını bulaştır Praskovya. Beni zehirinle doldur. Kurbanın olmak istiyorum, kaçırılmaya hazır hissediyorum."

Ona aşık olmadığımı biliyordu. Çok iyi biliyordu. Sadece ona yakın olmamı istiyordu.

_________

bolumde bi kisimda spoi verdim olaylar onun ustune geliscek..

allahim basliyoz yine

Governmently Show | Harry StylesWhere stories live. Discover now