12

60 16 90
                                    

"Bu kargaşa gününü mahvedecek. Hayattayım, ölümsüzüm. Sen yaratıcısın, seni hain."

İlahi bakış açısı

İki taraf da hırsla birbirlerini parçalamak isteyen iki kaplan gibi birbirlerinden nefret ediyorlardı.

İçlerindeki kin birbirlerine bakarken bile her açıdan belli oluyordu. İkisinden birisi ölmedikçe bu oyun son bulmayacaktı.

İkiside aynı anda, kilometrelerce uzaktaki birbirlerini son bir hamleyle yok etmek için uğraşıyorlardı. Kin vardı, nefret vardı, ihanet vardı, merhamet yoktu, samimiyet yoktu.

Birbirlerinden tiksiniyorlardı, kız da oğlan da birbirlerini öldürmek istiyordu. İki insan birbirlerine en fazla ne kadar uymazsa, onlar bu terimin vücut bulmuş haliydi.

Son demler oynanıyordu, bir şeyler olacaktı ve artık her şeyin son bulması bekleniyordu. İkiside en büyük kozlarını oynayacaktı. Artık yeterdi.

Genç kadın çok ileriye gitmişti, adeta gözü dönmüştü. Ama artık gözü dönen sadece o değildi. Adamın içi öyle bir kin dolmuştu ki... Bugün kadının sonunu getirecekti, hiçbir türlü kaçışı yoktu.

Genç adamın içinde adeta bir yangın vardı, kadını parçalarına ayırmak istiyordu. Daha önce böyle bir nefrete hiç şahit olmamıştı.

Her şeyi kontrol etti. Tüm hazırlıkları ayarladı ve iç savaşı resmen başlattı.

Adamın gözü dönmüştü, iki elinde silahla hızlıca ordusuna doğru yürürken içindeki öfkeyi çıkartmak için güçlü bir bağırış bıraktı. Kalabalık bile Styles'ın nasıl öfkeden deliye döndüğünü görmüştü.

Koca kalabalığın başına geçti ve son sesiyle bağırdı.

"Gidin ve bana onun ölüsünü getirin!"

Bugün son saldırı vardı. Savaş başlayacaktı, ülke karışıyordu. Ve belki de birilerinin sonu geliyordu.

___________

Praskovya

Kalabalığın en başına gittim. Herkesi kontrol ettim. Styles resmi olarak Öteleyiciler binasına girişmesini ilan etmişti. Karşılıksız kalmayacaktı.

"Üstünüze çeki düzen verin. Bu bir iç savaşın başlangıcıdır! Başımıza bela olan bu adamdan hangimizin korkusu var?"

Kalabalıktan ses geldi.

"Hiçbirimizin!"

"Şimdi gidiyorsunuz ve ülkenizi, kültürünüzü, devletinizi ve teşkilatımızı  savunuyorsunuz! Bizi hiçbir güç durduramaz! Gidin!"

Kapıları açtım. Kalabalıktan gelen yüksek seslerle Styles'ın binasına doğru ilerlediler. Hızlı bir şekilde kendimi kontrol ettim ve iki taraf birbirini harcarken aradan sıyrılıp binaya girmek için kendimi kolladım.

Bir adam bana doğru silahını doğrulttuğunda hızlıca sağa kayıp tek hamlede onu vurdum. Hemen, önceden söylediğim beş altı adamımın arkasına geçip kendimi sakladım ve binanın içine kendimi attım.

Yukarı doğru merdivenlere baktım, asansöre baktım. Burası olamazdı, buralardan çıkacak kadar salak değildim. Buralarda bir yerlerde başka bir merdiven olmalıydı, Styles burada beni bulmadan ben onu bulmalıydım.

Governmently Show | Harry StylesWhere stories live. Discover now