28

25 7 86
                                    

"Üstüm başım alt üst olmuşum, bana verilen candan hesap sormuşum. Bir varmışım, bir yokmuşum. Acı çekerek ölmek için doğmuşum."

Praskovya

İhanet, insanların birbirlerine olan güvenini sarsan, yürekleri paramparça eden bir yaradır. Acısı insanın yüreğinde derin izler bırakır. İnsanın kendisine dahi güvenmediği zamanlarda ihanete uğramasıyla, yalnızlık onu sarar. Kendi kendine sorduğu soruların cevaplarını bulamaz, karanlıkta kaybolur.

Ama ihanetin ve hayal kırıklığının insanlara öğrettiği önemli şeyler de vardır. İnsanlar, kimseye tamamen güvenmemeleri gerektiğini öğrenirler. Herkesin kendi çıkarları doğrultusunda hareket edebileceğini, herkesin kendi hayalleri olduğunu anlarlar. Şayet ihanet yıkıma uğratıyorsa hayatınızı, güçlü durarak paramparça olmaktan kurtulabilirsiniz.

Güçlü duramamak, hayatımın en zorlu mücadelesiydi. Hayatın bana attığı darbelerde, güçlü durmaya çalıştım. Fakat, bazen güçlü durmanın tek başına yeterli olmadığını anladım. Hayatın bana verdiği zorluklar karşısında, bazen kırılmak, bazen ağlamak, bazen de çaresiz hissetmek, benim de insan olduğumu hatırlattı. Güçlü durmak, her zaman bir seçenek değildi. Bazen, zayıf hissetmek, acı çekmek, hatta kendime acımak bile, beni daha güçlü yapabiliyordu. Ama ne kadar güçlü durmaya çalışan bir kadın da olsam, bana verilen bu yara; içimde düzelmeyecek kırgınlıklara ve asla geçemeyecek izlere neden olmuştu. Böyle bir durumun ortasında olduğumu ve burada düşmanlarımın, zaaflarımı kullanacağını tahmin ediyordum. Fakat, bu kadar savunmasız bir noktadan vurulacağımı hiç beklememiştim.

Ama yine de buradaydım. Bana yaşatılanlara göz yummayacak, yaşadığımı yaşatacaktım. İçimde süregelen bu intikam duygusu tüm bünyemi sarmış ve doğru düşünmemi engelliyordu. Tek yapmak istediğim hepsine işkence çektirmekti. İntikam, acıyı paylaşma şekliydi. Ama acıyı paylaşmanın, acıyı iki katına çıkarmaktan başka bir şey olmadığını bilmiyordum.

Dizimi kendime çektim ve botumun içine bir tane daha bıçak sıkıştırdım. Bu her zaman benim kendimi garantiye alma planımdı.

Arkama yaslandım ve üstümü düzeltip yanımdaki Louis, Svarog ve Zayn'e döndüm. Hepimizin kulağında öteleyicilere bağlı kulaklıklar, kurşun geçirmez çelik yelekler, siyah çizme ve pantolonlar vardı.

Bu gece onları çok pis avlayacaktık ve biliyordum ki o şerefsiz bana ölmek için yalvaracaktı. Fedrick'in sonunu ben getirecektim. Kendi ellerimle.

"Adamlar girdiğinde anında haber istiyoruz, anlaşıldı mı?"

Zayn kulaklığına konuştuğunda, kendi kulaklığıma gelen onay sesini duydum. Arabada, büyük binanın girişinin biraz uzağında bekliyorduk. Öteleyicilerin belirlediği ajanlar ilk olarak girmeye çalışacaktı. Eğer başarabilirlerse arkalarından hızlıca biz de girecektik.

Yanımda duran Louis'nin elini sıktım. Bakışları bana güven vermek için yumuşadı ve bir süreliğine gözlerini yumdu. İyi olacağımıza inanıyordum. Sadece stresliydim. Öfke ve kin tüm her yerimi bürünmüştü.

Dudaklarımı dişlerimin arasına alıp kıstırdım, düşünceleri aklımdan uzaklaştırmaya çalıştım. Zayn, Louis ve Svarog'a baktığımda silahlarını düzeltiyorlardı. Önümdeki taramalıyı aldım ve üstüme yerleştirdim ve onlar gibi maskemi tekrardan taktım. Yüzümüz gözükmeyecekti.

"Binaya giriş yapıldı."

Hepimizin kulaklığına gelen sesle hızlıca arabadan atlayıp koşmaya başladık. Elimde tuttuğum koca silah hızımı azaltsa da binanın girişine geldiğimizde durduk ve pusu aldık.

Governmently Show | Harry StylesWhere stories live. Discover now