21

59 12 67
                                    

"Yaşam boyunca aşkın bir kereye mahsus olduğunu duymuştum, Ve senin benim aşkım olduğuna eminim."

Praskovya (1,5 ay sonra)

Ellerimi başıma götürüp ovdum, bu ağrı çekilmiyordu. Harry bana doğru sırıtarak geldiğinde güldüm ve arkama yaslandım.

"Uzaklaş! İmzalamam gereken çok kağıt var Harry. Seninle kapışacak vaktim yok, akıllı dur."

Dirseklerimi masaya yaslayıp sandalyede geriye yaslandım. Harry'nin gittiğini düşünürken birden arkamdan elleriyle belimi sarınca gülmemi tutamadım.

"Vesna! Devamını sonra halledersin. Çok yoruldun, daha süreleri var zaten."

Gözlerimi devirip sandalyemi ona doğru çevirip döndüm.

"Sonra yetişmiyor."

Elini bana uzattı ve kalkmam için beni çekiştirdi.

"Ben hallederim, bana bırak."

Elini tuttum ve kalktım.

"Bana gidelim. Louis, Zayn ve Vi geliyor. Film izleriz. Uzun zamandır şu işlerle ilgileniyoruz Ves, artık hepimiz yorulduk ama her şey bitti. Kafa dinlemenin ve eğlenmenin vakti geldi artık. Kendine biraz izin ver güzelim."

Kafamı omzuna yasladım ve derin bir nefes alıp kat ettiğimiz yolu düşündüm. Her şey düzelmişti. Harry ile birlikte devletimize yenilikler getirmiştik. Fedrick hangi cehennemdeydi bilmiyorduk ama artık bir sorun çıkarmadığı için boş vermiştik.

Geri çekildim ve yüzüne baktım. Gözlerini gözlerime dikti ve bana derince baktı. Elini yanağıma yasladığında kafamı oraya doğru bıraktım. Yaptığım hareketle bana gülümsedi. Gerçekten çok güzel bir adamdı. Erica'ya biraz daha empati kurabiliyordum.

"Hadi, gidelim."

Harry'nin sözüyle gözlerimi kapatıp kafamı salladım ve onu onayladım.

____________

Harry, ağzı son derece açık bir şekilde bağırarak içerideki koyu sohbetin arasına daldı.

"İşte, mısırlar!"

Söylediği şeyle gülmeye başladık. Sanki atomu parçalamış gibi sevinmesi çok komikti.

"Mükemmelsin dostum!"

Louis'nin bağırışı ile Zayn gözlerini devirip; kolunu, omzuna attığı Violet'e doğru döndü.

Harry oturduğumuz koltuğa doğru yaklaştı, yana kaydım ve yanıma oturdu. Kolunu omzuma atıp bana döndü ve gülümsedi. Ben de ona bakıp gülümsedim.

Film başladığında arkama yaslandım. Harry ile ortak yönlerimiz çoktu. Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesini açtığında gülümsememe engel olamamıştım.

Yaklaşık iki saat sonra filmin sonuna geldiğimizde yaşlı Daisy'nin kollarında ölen bebek Benjamini görünce gözlerim doldu. Kimseye çaktırmadan yukarı baktım ve burnumdan nefes çektim. Fakat aldığım nefes duygulandığımı belli ettirmişti.

Styles gülümseyerek bana baktı.

"Hey, sen ağlıyor musun?"

Gözlerimi devirdim ve hafiften titreyen sesimle konuşmaya çalıştım. "Drama queen" gibi gözükmek istemiyordum.

"Hayır. Sadece sahne şey yaptı."

Governmently Show | Harry StylesWhere stories live. Discover now