26

31 8 43
                                    

Sana bunun nasıl hissettiğirdiğini göstereceğim, artık ben yokum.

Praskovya

Oturduğum yataktan kalkıp ufak pencereye doğru baktım. İki aydır buradaydım. Ne kadar işkence görsem de hepsine göğüs gerip hiçbirine istedikleri bilgileri vermemiştim. Kendimden vazgeçmiştim artık. Benden alabilecekleri tek şey bir bedendi.

Buradan çıkabilecek miydim onu bile bilmiyordum. İlk defa bu kadar umutsuz hissediyordum, çaresizdim.

Kapı aniden açıldı ve içeri elinde tepsiyle duran görevlilerden birisi girdi. Yüzlerinde duygu barındıran hiçbir mimik yoktu. Tepsiyi önümdeki ufak sehpaya koydu ve dışarı çıkıp kapıyı kilitledi.

Önümde duran sehpaya öylece baktım. Aklıma tekrardan aynı anılar geldiğinde istemsizce yüzümü buruşturdum. Arabadan indirilip sorgu odasına götürülmüştüm. Sadece susup olanları algılamaya çalışıyordum. İstedikleri hiçbir bilgiyi vermeyince zoru kullanmaktan çekinmemişlerdi. Harry benimle aynı odada beni öylece izlemişti, göz göze geldiğimiz o anda gözlerinin derinliklerinde bir şeyler görmüştüm ama bunu hiçbir şeye yoramamıştım.

Orada saatlerce benden bilgi almak için işkence ettiklerinde sadece susmuştum. Ama bazı şeyler yeni kafama oturuyordu. Benim tek önceliğim Devletti. Ben kendi aşık olduğum adamdan bile önde tutardım bunu ve öyle de yapmıştım.

Önümdeki sehpaya eğildim ve bir parça ekmeği alıp ıssırdım.

Sorgu odasında hiçbirine istediğini vermediğimde karşıma Styles'ı oturtmayı denemişlerdi. Karşıma geçip bana bağırıp çağırdıktan sonra hâlâ bilgi alamayınca ayaklanıp üstüme gelmişti. Gözlerinden akan sinirle parmaklarını bana doğu sallayıp beni tehdit etmeye çalışmıştı.

İstedikleri bilgilerin çoğunluğunu ajan olarak Styles ile almayı denemişlerdi zaten, ama bilmeden de olsa akıllılık edip Styles'a önemli dosyaları vermemiştim.

İşte şimdi peşinde oldukları şey buydu. Styles'ın aldığı bilgiler hiç olmuştu çünkü Louis ve Zayn'in benim rehin alındığımı anladıkları an bilgileri değiştirip korumaya aldıklarını biliyordum.

Yani planları boka batmıştı. Ben de boka batmıştım. Tek öğrendiğim şey, kendime koyduğum sınırları aşmamam gerektiğiydi. Ben bu hayatta Louis ve Zayn'e bile sonsuz güvenmiyordum ki, neden böyle bir şey yapmıştım?

"Aşk." dedi içimden bir ses. Ama o sesi umursamadım ve önümdeki sudan bir yudum aldım. Tuvalet ihtiyacım geldiğinde kapının önüne gittim.

"Tuvalete gitmem gerek."

Kimseden çıt çıkmayınca gözlerimi devirdim ve kapıyı yumrukladım.

"Tuvalete gitmem gerekiyor!"

Kapıya tekme savurup birilerinin gelmesini bekledim. Son ana kadar susmamı bekliyorlardı, yoksa gelmiyorlardı.

Sonunda kilidin sesini duyunca ayağa kalktım ve kapıda duran görevlinin yanına gittim. Kollarımı arkada birleştirerek tuttuğunda belindeki silahını gözlerimle kontrol ettim. Hiçbir şey demeden tuvalete doğru ilerlerken koridorda kimsenin olmaması aklıma bir fikir getirmişti.

Hızlıca etrafıma bakıp ani bir hareket yapacakken adam beni ters döndürdü ve silahını boynuma yasladı.

"İşte bu düşündüğün o kadar kolay değil. Tuvalete gitmen gerekiyorsa yürü."

Hiçbir şey söylemeyip gözlerine baktıktan sonra yürümeye başladım. Elimdeki tek şansı da mahvetmiştim. Lavaboya geldiğimizde kapıyı açtım ve içeri girdim.

Governmently Show | Harry StylesWhere stories live. Discover now