Bölüm-37

16.7K 594 54
                                    

Acı nedir ? Yemek yaparken elinizi kesmeniz midir acı? Yoksa çok istediğiniz notu alamamak mı? Acıyı kime sorsan farklı bir cevap alırsın.
Acıyı yaşama şekli de aynı şekilde farklıdır. Kimisi acısını dışa vurur, kimiside günlerce ağlar.
İşte Nehir Arslan buradaki ikinci katagoride bulunuyor.
Günlerini ağlayarak geçirmiş bir kız var karşınızda. savunmasız ve kalbi bin parçaya ayrılmış bir kız....

Bu kız ne kadar üzgün diye sorarsanız eğer, aynanın karşısında elinde jiletle bekleyecek kadar diyebilirim...
-
Çekmecelerden birinde bulduğum keskin bir jileti tutuyorum, hırkamın kolunu sıyırıyorum ve bileğimi açıyorum.
Yapmam gereken basitti. Ölmek. Daha önce de denediğim olmuştu.
Başarısız olmuştum. Ama iyiki de başarısız oldum yoksa Borayı asla tanıyamazdım. Şimdi ise başa döndüm.
Bu kez o yeşil gözleri tanıyordum. Madem onunla olamayacaktım, kimseyle olmak istemiyordum.

Yavaş yavaş bileklerimi kestim. Canım çok yansana göz yaşı dökmemiştim.
Dört gündür döktüğüm yaşlardan sonra akıtacak göz yaşım kalmamıştı...

Bileğimden kanlar akarken yere oturdum. Dizlerimi kendime çekip yere akan kanlara baktım. Bu raddeye nasıl geliştim?
beyaz hırkam kırmızıya dönerken gözlerimi kapattım.
Şarkı mırıldanmaya başladım.

Eski telefonumdan annemin fotoğrafını bulup açtım. Şimdi beni görse ne derdi?
Benden nefret ediyor olmalı.

Ben ölmek istemiyordum.
Borayı görme ihtimalimi yok etmek istemiyordum. Başım dönerken ayağa kalktım.
Etrafı bulanık görmeye başlamıştım.
Kitlediğim banyo kapısını açtım.

Yardım edin diye bağırdım. Odamdan çıkıp gücüm yettiğince bağırdım.
Bir hizmetçi kadın görüş alanıma girdiğinde ve bir çığlık koptuğunda gözlerim kapanmıştı.
Ölüyordum.
-
Hastane sedyesinde gözlerimi açtım.
Açar açmaz bileğime baktım.
Bandajla bağlanmıştı. Beni ölmekten kurtarmışlardı.
Eğer o banyodan çıkmasaydım orası mezarım olacaktı.

Babam içeriye girdiğinde kafamı çevirdim. Ona bakmayı bile reddetiyordum .

Doktorda peşinden gelmişti. Dejavu yaşıyordum.

"Kızım uyanmışsın!"

Babam bana hep ilgili davranırdı. Sevecen ve nazikti. Tabi yanımızda yabancı gözler varsa.

"Durumu iyi. Kesiklere dikiş atılması gerekti. Çok derin kesilmiş. Yaşadığı için şanslı." dedi doktor.

"Of kızım bana neden bunu yapıyorsun. Ne istedin de vermedim?"

kızgın gözlerle ona baktım. İstediğim tek şeyin baba sevgisi olduğunu bilmiyordu. Bilsede bir şey değişmezdi zaten.

tek kelime etmedim. Yüzüne bile bakmadım.

"Hastanemizin psikoloğuyla görüşmesini tavsiye ederim." dedi doktor.

Psikolog mu? Hayır kalsın. Dertlerimi paylaşmayı sevmem.

"Ne gerekirse yapalım Doktor Bey."

Tam şu an 'Senin yüzünden bu haldeyim.' demek istiyordum. Kendimi zor tuttum.

Babam bana yalan söylüyordu. Bora beni parasını aldı diye bırakmaz. Bırakamaz!

Güneş KızımWhere stories live. Discover now