Pamuk Şeker

29.2K 923 58
                                    

İki gün önce...

Uyandığımda bir enkazın ortasındaydım. Sürdüğüm arabada şimdi tepetaklak oturuyordum. Karnımda hissettiğim acı beni kendime getirdi. Nehir! O neredeydi? Yanımda yoktu. Kahretsin.
Buradan çıkmalıyım. Sürünerek arabanın altından çıktığımda havanın kararmak üzere olduğunu gördüm.
Elimi acının kaynağına götürdüğüm ve elim kan içinde kaldı. Karnımda koca bir kesik vardı. Dikiş atılması gerekiyordu.
Umarım Nehire bir şey olmamıştır. Bize çarpan araba bi anda çıkmıştı. Planlanmış bir kaza olduğuna adım kadar emindim.
Nehiri benden aldılar. Bunu ödeyecekler.
Ekranı kırılmış telefonumu çıkarıp bir kaç numara tuşladım.
"Serdar, konum atıyorum beni al." Dedim ve telefonu kapattım. Nehiri bulmak zorundaydım.
Onsuz olmayacaktım. Nihayet benimle olacaksın sarışın güzelim benim...
-
On yıl önce......

Pamuk şeker hem çocukların hem de büyüklerin çok sevdiği hayran olduğu bir tatlı çeşididir.
Çocuklar pamuk şekeri neden sever diye düşündüğünüzde, neden sevmesin ki şöyle düşünün çocuksunuz ve rengi pembe adı pamuk tadı şeker, daha ne olabilir ki.
Hem pamuk hem de şeker geçen bir tatlı ne kadar güzel olur.
Hangimiz böyle bir tatlıyı sevmeyiz ki?
Nehir elinde pamuk şekeriyle tek başına , kalabalık bir parkta salıncakta oturmuş sallanıyordu yavaş yavaş.
Pamuk şekerini de yemeyi ihmal etmeden , küçük ayaklarıyla kendini sallamaya çalışıyordu. Babasından onu parka götürmesini istediğinde, yüzüne yediği tokat ona büyük bir ders vermişti. Artık parka tek başına gidecekti.
O gün de her gün olduğu gibi tek başınaydı. Ta ki karşısında dikilip ona bakan erkek çocuğunu görene kadar.
Çocuk yaralı dizleriyle ayakta dikiliyor, çimenler kadar yeşil gözleriyle Nehire bakıyordu. Çocuğun niyeti belliydi.
Küçük kızın elindeki pamuk şekere sahip olmak istiyordu.
Nehirin sahip olduğu tek güzel şeyin o olduğunu bilmiyordu.
"Ne istiyorsun?" Diye sordu Nehir cırtlak sesiyle.
Çocuk eliyle pamuk şekeri gösterince , kız salıncaktan indi ve pamuk şekeri arkasına sakladı. "Olmaz, o benim." Dedi.
Çocuğun yüzü asıldı, ve umutsuzca gitmek için arkasını döndü. Nehir çocuğa üzülmüştü. Dudaklarını ısırmayı bırakınca
"Bekle!" Diye bağırdı. Çocuk durup Kıza döndü.
Nehir pamuk şekerinden bir parça koparıp çocuğa uzattı. "Paylaşalım." Dedi. Çocuk gülümsedi ve kızın elinden aldı. Beraber sessizce pamuk şeker yemeye başladılar. Nehir gülümsedi, sonra çocuk da gülümsedi. Birbirlerini anlayan iki ruh buluşmuştu sanki. Sanki o an sonsuza dek sürecekmiş gibi gelmişte küçük kıza.
"Senin adın ne?" Diye sordu kız oğlana.
"Bana pamuk de , sende şekerim ol." Diye cevap verdi çocuk. Kız bu cevaba güldü.
"Pamuk diye isim mi olur?" Diye güldü. Çocuğun gene yüzü düşünce , kız bunu kabul etti.
Sonraki günler her gün aynı saatte parka gelip birbirleriyle oyunlar oynayıp, hayallerini konuştular. Bulutları seyredip şekillere benzettiler. Paralarını birleştirip pamuk şekerlerini aldılar. Artık Nehiri salıncakta sallayacak biri vardı. Ta ki taşınana kadar.
Nehirin babası iş için başka bir şehre taşınmaya
Karar verince , Pamukla yaptığı küçük buluşmalar sona erdi. Son kez gün batımında sarılıp vedalaştılar.
"Seni unutmayacağım Şeker."
"Bende seni Pamuk."
-
Bu küçük tatlı hikayede sadece bir kişi sözünü tutup unutmadı.
Kim olduğunu tahmin ediyorsunuzdur...

Güneş KızımWhere stories live. Discover now