Bölüm-35

18.9K 632 37
                                    

"Bora o kim?!" Diye sordum endişeyle.
Umarım Altan değildir. Yoksa başım büyük belaya girerdi.
Bora her ne kadar bana iyi davransa da içindeki öfkesi hala duruyordu.
"nereden buldun numarayı?" Dedi benim sorum görmezden gelerek.
"Kapat lan kapat!"diye sinirlendiğinde telefonu kapattı.
"Ata senin numaranı nereden buldu?"
Diye sorunca içim o kadar çok rahatladı ki , dans bile edebilirdim.
Neyseki hataydı geçen gün onu yanlışlıkla aradığım için geri aramış olmalıydı. Gülümsediğimi görünce nedenini sordu.
"Bilmem ki." Dedim yalandan.
Bu yalanlar umarım boyumun altında kalmazdı..
"Ararsa açmıyorsun."
"Neden ki senin kuzenin değil mi?"
"Söz dinle. O yavşakla konuşma."
Başımı olumlu anlamda salladım.
Macera aramaya gerek yoktu.
Bu kadar strese yeterliydi.
biraz sakinleşsin diye "nasıl istersen canım." Dedim
Hoşuna gitmiş olacak ki gülümsedi.
Kahvelerimizi içtikten sonra AVM den çıktık.
Eve geldiğimizde odama gidip kıyafetlerimi yerleştirdim. Bora'nın aldığı ayıcığı yatağımın üstüne koydum.
Sıcak bir duş aldım ve makyaj yaptım.
Bugün çok güzel görünmek istiyordum. Çünkü Bora'yı etkileyip ona istediğini vermeyecektim.
Sabahki kombinime Geri döndüm.

Odasına gidip kapıyı çaldım. İçeriden 'Gel' sesini duyunca içeri girdim.  Bora masasına oturmuş, bilgisayara bir şeyler yazıyordu.  "Ne yapıyorsun?"

"Çalışıyorum." diye cevap verdi.

Bilgisayara iyice yaklaştım. Göğüslerim tüm ekranı kaplayacak kadar yakındaydı. "Bana bunu yapma dayanamıyorum."

"Dayanacaksın." dediğimde kaşlarını çattı.  "Ne yazıyorsun?"

"Satışları kontrol ediyorum."

Ekrana bakmak için iyice yaklaştığımda yanlışlıkla Boranın ayağına bastım.

Korkuyla geri çekildim. "Özür dilerim." dedim. Gözlerim dolmuştu, ya bana vurursa?

Ağladığımı görünce ayağa kalkıp yanıma geldi. "Neyin var?"

"Ben...özür dilerim. Yanlışlıkla oldu b-ben..."

"Şşş sakin ol bebeğim. Hissetmedim bile."  Gözlerinin içine baktım. Sinirli gözükmüyordu. Onda o gözleri görmedim, babamın sinirli ve usanmış gözlerini....

Göz yaşlarımı silip bana sarıldı.

"Bana vurmayacak mısın?" diye sordum sarılırken.

"Ben senin saçının teline zarar gelmesin diye ölürüm Nehir."

Derin bir nefes almıştım, ağlarken bir yandan da gülümsüyordum. Yüzümü onun sıcak kollarına gömdüm.
Bunu kabullenmem gerekiyordu o , babam gibi değildi.
O beni seviyor, önemsiyordu.
Babam beni hiçbir zaman sevmemişti. Annemin ölümü için beni suçlayıp durmuştu. Beni asla kızı gibi görmedi. Onun için hep bir fazlalıktım.
Ama bora için öyle değildi.
....
odama tekrar döndüğümde uyuya kaldım. Kabuslardan uyuyamıyordum bütün gece Kıvrandım. En sonunda dayanamadım ve yataktan kalktım. Kabuslarm baş edilemez bir seviyeye gelmişti. Gözümü kapattığım anda aklıma babam ve bana vurduğu anlar geliyordu.
Yataktan kalktın mı mutfağa gidip bir su içtim. İkinci bardağımı içerken bardağı elimden düşürdüm.
Cam bardak yerde parçalanırken ben de çıplak ayaklarımı kaçırmaya çalıştım. Umarım Bora uyanmamıştır.
Yavaşça eğilip cam kırıklarını toplamaya başladım.
Cam parmağıma girerken acıyla inledim. Çok fena kesmişti. Musluğu açıp elimi suyun altına koydum. Suyla beraber kanım akarken sadece izliyordum.
Bu bir işaret miydi? Belkide evren bana doğru yolda olmadığımı söylemek istiyordu...
"nehir iyi misin?" Arkamdan gelen bir sesle arkama döndüm.
Bora uykulu gözlerle bana bakıyor , üstü çıplak altında gri eşofmanıyla çok tatlı gözüküyordu.
Benim yüzümden uykusundan uyanmıştı. görmesin diye elimi arkama sakladım. "Önemli bir şey yok."
Dedim hızlıca.
"ne var arkanda?" Diyip yanıma yaklaşmaya başladı.
"Cidden iyiyim."
Dediğimde aldırış etmeden kolumdan yakaladı. Yaralı parmağımı gördüğünde gözlerime sertçe baktı.
Yeşil gözleri karanlıkta parlıyordu. Aşık olmamak elde değildi.
Parmağındaki yaraya dudaklarını götürdü. Hafif bir Öpücük kondurdu. İçim titremişti , bu adam beni nasıl bu hale getirebiliyordu?
Çekmecelerden birinden yara bandı çıkardı. Parmağımı özenle sardıktan sonra bir öpücükler kondurdu.
"Neden bu saate kadar uyumadın?"
"Sürekli kabus gördüm."
"Yanıma gelebilirdin."
Yanına gelemezdim. Bana yaptıklarını unutmamıştım. Beni taciz ettiği anları unutmamıştım....
Cesaret edemedim ve yanına gidemedim.
Tabii ki bunu ona söylemedim.
"Benden korkmanı istemiyorum."
O  videolar aklımdayken bu nasıl mümkün olabilirdi?
"Pamuğun sana zarar vermeyecek." Dedi ve masum gözlerini gözlerimin içine dikti.
Daha fazla dayanamayacaktım. Boranın elinden tuttuğum gibi yatağına gittik. Koynuna girdim ve gözlerimi kapattım. Bir eliyle saçlarımı okşuyor, diğeriyle de belimi sarıyordu.
"İyi uykular güzelim."
-
Uyandığımda Bora çoktan gitmişti.
Bende kalkıp duş aldım. Dişlerimi fırçaladım ve saçlarımı taradım. Altıma gri kot şort, üstüme de açık pembe bir bluz giydim.
Aşağı inip kahvaltımı yapıyordum. Telefonuma bir mesaj geldi.

*Günaydın hayatım. Direkt konuya gireceğim. Benimle düzenli olarak buluşmanı istiyorum. Yoksa üzülerek söylüyorumki çok değer verdiğin Bora'nın videolarını herkesle paylaşıp, hapse girmesini sağlayacağım. Düşünmek için iki günün var hayatım. Hoşçakal.*
-
Ah...olamaz. Ben bunu hesaba hiç katmamıştım!

Güneş KızımWhere stories live. Discover now