Kokteyl

23.3K 743 30
                                    

Sevdayla kendime kahve hazırladım. Tekrar koltuğa yerleşip içerken dışarıdan su sesi duyduk.
"Bora havuza girmiş olmalı." Dedim umursamaz bir tavırla.
"Gel izleyelim." Dedi heyecanla.
Koluma yapıştığı gibi beni bahçeye sürükledi.
Bora sırt kaslarını gösterecek şekilde yüzüyordu. Kulaç atıyor arada sırada nefes almak için yakışıklı suratını dışarı çıkarıyordu.
Sevda gözlerini Boradan ayırmadan çok şanslı olduğumu söyledi.
Bilmiyorum? Öyle miyim?
Kabul ediyorum Bora çok yakışıklıydı ama karakteri konusunda endişeliydim. Ne de olsa o bir katildi.
Bu düşünce içimi ürpertirken Bora havuzdan çıktı.
Şezlongun üzerinde duran havluyu alıp omuzlarına attı.
Bizim onu izlediğimizi görünce gülümsedi.
Sevda kolundaki saate bakıp
"Benim gitmem lazım canım.
Randevum var."
"Yeni birini mi buldun hemen?" Diye sordum.
"Evet. Çok tatlı biri. Akşam kokteylin orada buluşuruz bana mesaj at konumunu."

Dediklerini onaylayıp son kez sıkıca sarıldık.
Onu kapıya kadar geçirdim ve Odama çıktım. Odama girdiğimde yatağımın üstünde bir hediye kutusu duruyordu. Bugün neler oluyordu böyle?

Yatağımın üstüne oturup kutuyu özenle açtım.
İçindeki Kan kırmızısı ve sırt dekoltesi olan dar bir elbiseydi. Akşam ki kokteyl için Bora almış olmalıydı. Kalkıp üzerimde denedim

Vücuduma tam oturdu. Boy aynasının karşısında kendime hayran hayran bakıyordum.  Bu renk bana çok yakışmıştı. Hatlarımı tam belli ediyor, göğüslerimi sıkılaştırıp daha çok ortaya çıkarıyordu.

Elbiseye aşık olduktan sonra üzerimden çıkarıp özenle dolaba astım.
-
Akşam olduğunda, Elbisemi giyindim. Banyoya gidip makyaj yaptım.
Önce kirpiklerime rimel sürdüm. Sonra pembe allıkla yanaklarımı güzelleştirdim.
Kırmızı rujumla da dolgun dudaklarımı renklendirip saçlarımı taradım.
Hazır olunca banyodan dışarı çıktım.
Alt kata inmek için merdivenleri kullanırken Borayı gördüm. Merdivenlerin sonunda hayran gözlerle beni izliyordu.

Ona yaklaştıkça kalbim hızlanıyor, dengemi kaybedecek gibi oluyordum.
Son basamağa geldiğinde ayağım diğer ayağıma dolandı. Sakar biri sayılmam ama tam düşerken beni kurtaran bir çift el olmasaydı yere yapışacaktım.
Bora beni yakalamıştı.
Şimdi gözlerimiz birbirine kenetli,nefeslerimiz çarpışıyordu.
Bu anda sonsuza dek kalmak istedim...
"Dikkat et prenses."
Dedi güzel sesiyle.
Ben ona bu kadar yakın olmanın heyecanı ile konuşamasamda gözlerimden anlattım her şeyi.
"Çok güzelsin." Dedi.
Bembeyaz dişleriyle bana gülümseyince utandım.
"Gidelim mi?" Diye sordum.
Gidelim dedi ve koluna girdim. Arabaya kadar öyle gittik.
-
Takım elbiseli adamlar, şık ve gösterişli abiyeler giyen kadınlar masadan masaya geçiyordu. Hepsinin elinde şampanyalar vardı. Bora beni on dakika önce, şampanya dolu bir masada bırakıp etrafta insanlarla konuşmaya dalmıştı.
Sıkıntı içinde etrafa bakınıyorum. Sanki buraya ait değilmişim gibi geliyor. Aslında çocukluğumdan beri babamın evimizde düzenlediği kokteyllere şahit olurdum. Genede her zaman kendimi oraya ait hissedemedim.
"Selam canım." Dedi arkamdan gelen biri.
Dönüp baktığım, Boranın kuzeni Meryemdi bu.
"Selam." Dediğimde gelip kısaca sarıldı.
Tüm samimiyetiyle gülümsüyor, bana iltifatlar ediyordu.
"Sende çok güzel olmuşsun." Dedim onu baştan aşağa süzerek.
İnci renginde uzun bir elbise giymişti. Altına da incilerle kaplı topuklular...
Resmen parıldıyordu.
"Bora seni yalnız mı bıraktı. Kıyamam."
Dedi ve bir garsonu durdurup ikimize birer içki aldı.
İçkimi yudumlarken "çok önemli değil." Dedim.
Ortamın tadını çıkarmaya çalışıyordum.
"Nasıl önemli değil? Böyle güzel bir kadını tek başına bırakmak resmen odunluktur!"
Gülümsedim. Haklıydı ama önem vermeyecektim. Ne de olsa günün sonunda benim yanımda oluyordu.
Meryem şaşkın gözlerini kalabalığın arasına diktiğinde ve içkisinden aldığı yudum boğazına kaçtığında, Borayı gördüm.
Çakma sarışın bir kızla konuşuyordu.
"Helal. İyi misin?" Diye sordum Meryeme. Öksürmeyi bırakınca,
"Bir dakika geliyorum." Dedi ve yanımdan ışık hızıyla ayrılıp Bora'nın yanına gitti.
O kız kimdi?
-

Güneş KızımWhere stories live. Discover now