"Ya bunları düşünmeyi bırakırsın ya da hiçbir zaman seninle birlikte olmam! İnadımı bilirsin!"

Aldığı cevabın memnuniyetini yaşayamadan tehdidimin gerçek olma ihtimali aklına gelmiş ve huzursuzca kaşlarını çatarak kafasını sallamıştı bu düşünceden kurtulmak ister gibi ve anında üzerime kapanmıştı.

Sonraki zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Zaman, mekan kavramını çoktan kaybetmiştim. Sanki bir başka boyuta geçmiştik. Yalnızca Karan'ın olduğu bir boyut ve ona kötü her şeyinden arınmış aşık bir kadın olan Beren'in boyutu.

Güneşi tepemizde bıraktığımız zamandan bu yana hava çoktan kararmış olmalıydı. Küvetin içinde sırtım Karan'a yaslı bir şekilde dinlenmeye çalışırken Karan yorulmak nedir bilmediğinden vücudumu narince temizlemeye çalışıyordu.

"Karan?"

Aramızdaki huzurlu sessizliği bozduğumda dudaklarından beni dinlediğini belirten mırıltılar çıkmıştı. Eli yine saçlarımdaydı şimdi.

"Şimdiye kadar çok yanlışım olmuştur muhtemelen ama ben bir tanesini kabul ediyorum."

Küstah denebilecek şekilde çıkan sesime meraklı tonda cevap verdi.

"Neyi kabul ediyorsun?"

Yanlışım olduğunu nasıl düşünebildiği hakkında çıkışmak isteyen yanım yorgunluğum sebebiyle susarken ciddiyetle mırıldandım.

"Tanıştığımız gün yani seni tanıdığım gün sana baskın bir karakter değilsin demiştim. Yatak performansını bilseydim hiçbir güç bana onu söyletemezdi!"

Karan'ın keyifli denebilecek gülüşü yarımca duyulmuş ve nedenini merak etmeme sebep olmuştu.

"Yatakta daha yapamadık yoruldun!"

Suyun içinde hayretle ve hızla Karan'a doğru dönmeye çalışırken jakuzinin içindeki su biraz taşmış, bedenime ufaktan ağrı girmişti.

"Yatak kırılıyordu Karan! Nasıl yapmadık dersin?!"

Elindeki lifi bırakıp gözlerime ters denebilecek bir bakış attı.

"Kesinlikle haklısın firmayı şikayet edeceğim! Hiç sağlam değilmiş!"

Hayretle kafamı iki yana sallayıp jakuziden kalktım. Köpüklerden hızla kurtulup bornoza uzanırken Karan da çıkmıştı.

"Sen iflah olmazsın!"

Kasıklarıma giren sızı ile saniyelik duraksama yaşasam da Karan'ın üzerimdeki gözleri bunu fark etmiş ve beline bağladığı havlunun ardından beni kucağına bir çırpıda almıştı.

"Canın çok acıyor mu?"

Şimdi gözlerinde utanç ve acı vardı işte. Bu kaşlarımı çatmama sebep olsa da Karan bana bakmıyordu. Sakin bir tonda konuştum.

"Çok değil."

Giyinme odasında kucağından indiğimde aynadaki aksime kaymıştı gözlerim. Şokla açılan ağzıma gözlerim eşlik ederken üzerimdeki bornozu düşürüp yakından baktım.  Tüm vücudum izlerle doluydu! Morlukların kapladığı vücudumda ek olarak boynum kalçam ve baldırlarımda el izleri de vardı. Zaten hassas olan bedenimde iz bekliyor olsam da kesinlikle bu kadarını tahmin etmemiştim! Karan bana acımamıştı!

Bir Ege Masalı Where stories live. Discover now