Bölüm 6

15.4K 609 84
                                    

Multimedia'da Dolunay Yalısı var. Dsksmksjsn

"Oğlum niye açılmıyor bu telefon? Biz geldik. İzmirdeyiz. Kaya'yı da al eve gel hadi. Alo?"

Kadın aralıksız bir şekilde konuşup karşıdan ses gelmesini beklemişti. Sorun susmadığı halde cevap beklemesi değildi. Sorun benim aptallığımdı. 

Beni hatırlayıp arayacaklarını sanmıştım.

Kadın konuşmaya devam ederken telefonu masaya bıraktım. Derin derin  nefesler alıp  az önceki aptallığımı unutmaya çalıştım. O sırada zaten telefon kapanmıştı. Odadaki oksijen yetersiz gelince hastanenin terasına çıkmaya karar verdim. Odadan çıkarken tekrar telefon çalmaya başlamıştı.

Terasa çıktığımda birkaç doktor vardı. Onlardan uzak bir köşeye gidip karşımdaki manzarayı izlemeye başladım. Neredeyse bir aydır konuşmadığım ailemin aradığını sanmıştım. Her seferinde benim aradığımı yok sayarak. 

Biraz sonra ise yanıma Dicle gelmişti. Gülümsedim . Bu da sahteydi. Ya fark etmişti ve üstüme gelmemişti ya da fark etmemişti bile. Fazla takılmadım.

"Sizi burada görür müydük Beren Hanım?"

Alaycı bir şekilde sorduğu soruyla omuz silktim.

"Dosya incelemekten sıkıldım."

"İlla kesip biçmem gerek diyorsun?"

"Tabi ki kızım. Boşuna cerrah olmadık. Hem onu bunu boşver de Mete'den ne haber?"

Omuzları anında çökerken manzaraya döndü.

"Aynı alanda çalıştığımız halde adımı bildiğinden bile şüpheliyim."

Teselli etmekte beraat olduğum halde kolumu omzuna atıp kendime çektim.

"Sıkma canını. Bir yol bulur tanıtırız bizde."

Gözleri büyürken benden ayrılmıştı bile.

"Oha sen kimsin ve Beren'e ne yaptın?"

"Aradığınız Beren çok uzaklara gitti."

"Noldu kız daha dün buradaydı?"

Nasıl söyleceğimi düşünürken en iyisi direkt söylemek diyerekten bombayı patlattım.

"Benim bir sevgilim var."

Ağzı ve gözleri açık bir şekilde bana bakarken korkmaya başlamıştım. Onu omzundan sarsacağım zaman beklediğim tepki gelmiş hastane Dicle'nin sesiyle dolup taşmıştı. 

"NE?!"

"Sussana kızım millet bize bakıyor."

"Boşversene milleti Beren. Kıyamet alameti be bu. Kim? Ne zaman? Nasıl oldu? Yakışıklı mı?  Tabi yakışıklıdır benimki de soru mu?"

Ben çaresizce susmasını beklerken bize bakanlara bir şey yok anlamında elimi kaldırdım. Sonunda Dicle de kendi kendine  konuşmayı bitirmiş beni azarlamaya başlamıştı bile.

"Kızım niye hiç söylemiyorsun? Konuşsana Beren?" Sonra daha da mümkünmüş gibi gözleri büyüdü.

"Mert tabi ki!" Küçük boyuyla yerinde zıplamaya başlamıştı bile.

"Biliyordum be!"

Ellerimi omuzlarına koyup durdurdum onu.

"Dur Dicle. Mert değil."

Anında durunca merak dolu bakışlarla bakmıştı.

"Toprak"  dedim sanki yeterince açıklamışım gibi.

Bir Ege Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin