Bölüm 28

9K 327 240
                                    


Herkese selam

Bu kötü günlerde umarım iyisinizdir. İnşallah bir an önce yangınlar son bulur.

Neyse bölüme gelince psikolojim bu aralar bozuk arkadaşlar. Sınav sonuçları da açıklandı. Tahmin edersiniz ki beklediğimden daha kötü. Buna şükür diyelim ne diyelim bilmiyorum.

Beni takip edenlerin de gördüğü gibi basit bir cümle bile kuramıyorum. Yukarıda da sanırım anlatım bozukluğu yaptım bir sürü.

Ama düzeltmeyeceğim. Çünkü bölüm atmayalı çok uzun zaman oldu. Daha fazla zaman kaybedip sizleri bekletmek istemiyorum o yüzden iyi okumalar 💜

Yorumlarda görüşürüz umarım 💕

Güneş etkisini hafiften belli etmeye başlamışken hemen dibimdeki Toprak, kaşları çatık bize doğru gelen adama bakıyordu.

Gelen adam ise yakınlığımızı sorguluyor, ne olduğunu kavramaya çalışıyordu. Ancak cevaplar bende de yoktu.

"Ne oluyor burada?" Diyen şüphesiz ki Mert'ti.

Toprak'tan uzaklaşıp burada ne işi olduğunu bilmediğim Mert'e baktım.

Toprak tersçe cevapladı sorusunu.

"Öpüşüyorduk. Şimdi gidersen devam edeceğiz."

Mert'in Toprak'ı boşverip bende gezdirdiği bakışları ile Toprak'ın sözünü bitirir bitirmez elbiseme ilerlemesi rahatsız olduğunun kanıtıydı.

Ancak hiçbirimiz Mert'in kahkaha atmasını beklemiyorduk. Sarhoş falan mıydı?

"Bir daha Beren hakkında yalan söylemeden önce iki kere düşün. Beren bırak öpüşmeyi öpüşme sahnelerine bile dayanamaz."

Toprak'ta olan alaycı bakışları bana döndüğünde gözleri ışıl ışıldı.

"Hatırlıyor musun birlikte izlediğimiz filmi?"

Birlikte film izlediğimiz gün iki sene önce sinemaya gittiğim bir gündü.

Esrarengiz bir biçimde tüm salon bomboşken Mert'i yan koltuğumda görmüştüm.

Saçma bir aşk filmine neden girdiğimi hatırlamazken öpüşme sahneleri geldiğinde elim ağzımda filmden kaçmıştım. Lavaboya kendimi zor atarken çıktığımda kapıda bekleyen Mert ne olduğunu sormuştu.

'Hastalanmışsın sen' deyip nasıl da hastaneye götürmeye uğraşmıştı.

Şimdi ise Toprak kaşlarını çatarak bakarken tam olarak nereye takıldığını anlamamıştım.

"Filmin ilk on dakikasında çıktığım için hatırlamıyorum."

Verdiğim cevaptan tatmin olmuşcasına sanki az önceden beri kaş çatan o değilmiş gibi gülmüştü Toprak.

"O yüzden yalanın hiç gerçekçi değil. Beren'le öpüşemezsin."

Gözlerim ellerime kayarken utancım katlanıyordu.

Toprak, Mert'in ciddi olduğunu anlamıştı. Yüzünde gördüğüm imalı gülümseme ise sanat eseri gibiydi.

O gülüşü izleyebilmek sağlam kalbi bile bozardı.

Bir Ege Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin