Bölüm 73

436 28 2
                                    


İyi okumalar ❤️

Mavi lens..

Kendi ten rengimden çok daha açık renkteki fondötenle kaplanmış porselen bir cilt..

Uzun siyah kirpikler..

Ve asıl tamamlayıcısı uzun, upuzun kızıl bir peruk..

Doktor X hazırdı.

Kimliği bu kez, İtalyan bir kadına aitti. Velia..

Velia, İtalyanca 'gizli' demekti ve şu an bulunduğum duruma oldukça uyuyordu.

Belki de bilerek bu ismi istemiştim.

Makyajımı tamamlayan Alessia'nın çalışanlarından biri ile önümde hazır duran dosyaya bir kez daha bakmamıştım.

Profesörün ayrıntıları hallettiği Velia kimliğine oldukça hakimdim.

Ameliyatı yapacağım ekiple buluştuğumda herkesin gözünden okunan heyecana karşın Velia oldukça sakindi.

Az sonra sözleştiğimiz gibi bir araç gelip bizi ameliyatın yapılacağı malikaneye doğru götürmüştü.

Üzerimiz aranırken sessizliğimi korumaya devam etmiştim fakat büyük evin üst katındaki balkondan doğrudan bizi izleyen ifadesiz gözlerle karşı karşıya gelmiştim.

Beyaz teni, giydiği siyah gömlekle daha çok öne çıkarken birkaç tutamı alnına dökülmüş siyah asi saçları ile ameliyatını yapacağım Kanadalı mafya babasının oğluydu.

Adamların hepsi anlaşmış gibi hareket ederken tüm ekibim kısa sürede hazırlanmış ve geçişimize izin vererek önden ilerleyen siyah takım elbiseli adamı takip etmiştik.

Velia'nın üzerinde anlamının aksine 'gizli' kalmayan dolgularla ve desteklerle daha dolgun duran göğüsleri meydanda bir siyah elbise vardı.

Dar, triko elbisenin altına giydiği beyaz topuklularla üzerindekilerinin günlük gözükmesi önemliydi.

Beren Karaca'nın aksine Velia oldukça bakımlı seksi bir kadındı.

Bizi salona alan adamla birlikte büyük salondaki tekli koltuğa oturup bacak bacak üzerine atarken büyük adımlarla salona inen adamın gözleri doğrudan gözlerimi bulmuş ve bir süre kalmıştı.

Mavi gözlerimde..

Gözlerinin yeşil olduğunu öğrendiğim saniyelerde ifadesizliğim gibi sessizliğimi de bozmamış diğerlerinin aksine oturuşumu düzeltmemiştim.

Belki korkuyor gibi görünmeliydim fakat Beren Karaca'nın b'si bile bulunamayacağından farklı bir kimlikte öldürülebilecek olmak bende bir etki oluşturmuyordu.

"Ekibin başı kim?"

İngiliz ingilizcesine benzeyen kusursuz aksanına kalın ses tonu eşlik etmişti.

"Benim."

Çoğunlukla diğerlerinde olan gözleri bana çevrildiğinde istifimi bozmadığımı fark etmiş ve başıma kadar yürümüştü.

"İyi, hepiniz iyi dinleyin. Burada gördüğünüz her şeyi unutacaksınız yoksa ölürsünüz. Babamı iyileştireceksiniz yoksa ölürsünüz. Yanlış bir hareketinizde ya da gıcığıma giden en ufak hareketiniz de-"

Sözünü keserek araya girdim. Sanırım canıma susamıştım. Çünkü bu plan dahilinde değildi.

Velia böyle biri değildi. O kimseyi umursamaz, kendi bakımına yönelir ve sessizce işini halledip giderdi.

Oysa Beren'e kimse diklenemezdi.

Ne olursa olsun Beren'den kurtulamıyordum.

"Ölür müyüz?"

Bir Ege Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin