Bölüm 82

356 20 3
                                    

Dünya üzerinde evim diyebileceğim hiçbir durağım olmadı. Hiçbir evi özlemedim ya da eve vardığımda içimi huzur kaplamadı.

Çünkü huzur nedir bilmiyordum.

Çünkü aile evi zannettiğim evden babam sandığım adam ben daha küçükken kovmuştu.

Çünkü duvarlarına akamayan gözyaşlarım, kalp kırıklarım ve yalnızlığım sinmişti.

Oysa şu an korkum yerli yerinde dururken ilk defa gördüğüm ve hatta daha içini bilmediğim bu ev, ev gibi hissettiriyordu.

Tıpkı özlediğim kırmızı kapılı evimiz gibi..

Bunun sebebini biliyordum, Karan'dı.

Kırmızı kapılı evimizde ona yemek yapmıştım, yatakta kahkahalarımız vardı.

Şimdi bulunduğum evde böyle anılarımız ne yazık ki olamayacaktı.

Çünkü biz ayrılmıştık.

Bedenimi geri çektiğim adamdan uzaklaşarak sırtımı ona döndüm ve hızlı adımlarla koltuğa yürüdüm.

Bu sırada kendimi hazırlamaya çalışıyor, buradan gideceğimi hatırlıyordum.

Benim kendi içimdeki kavgam koltuğa oturmamla da devam etmişti fakat konuşmaya başladığında onu dinliyordum.

"Beren Karaca. Ya da Beren.. Sert kadın, işkolik, bakımlı, kuralları olan, kalpsiz, duygusuz bir robot.. Ben o kadına ilk görüşte hayran oldum Güneş."

Sert ve hızlı bir giriş yapmıştı.Sessizliğimi korudum. Devam etti.

"Güneş'e aşık olmuştum. Gördüğüm kadın Beren'di. Herkesten farklı şeyler vardı. Yaralıydı, her şeye rağmen sevgi doluydu, ondan istenen yardımı asla geri çevirmezdi, ettiği yardımları kimse bilsin istemezdi. Ben Beren'i gördüm Güneş. Hayranlığım her gün daha da arttı. Kendimi layık görmedim."

Gözlerimi utançla kapattım.

"Karşına çıkmak istemedim.Seni uzaktan uzağa izlemek, sana dokunamamak ne kadar acılı olursa olsun.. Şimdi sana her dokunduğumda, bana her baktığında sensizliğe nasıl katlandığıma şaşırıyorum.. Hayatına bir şekilde girebildim, Beren'in koruduğu, sakladığı o kız çocuğunu Güneş'i görebildim. Nazlı, ürkek, şımartılmak isteyen güzel sevgilimi.. Sevmek istedim, ürkekçe yaklaşmam gerekiyordu çünkü Beren vardı. Güzel kızımı, koruması altında tutuyordu."

Gözlerim gözlerine tutundu.

"Güneş'e olan arzum, aşkım. Güneş'e ulaşabilmem için yine de tutmam gerekiyordu. Biraz fazla tutkulu öpsem Beren yanlış anlardı, her seferinde yana yana üstelik Güneş'inde beni istediğine emin ola ola kaçtım ben. Gerektiğinde Güneş'i bile reddederek.."

Yanıma oturmuş bedeni hareketlenerek kucağımdaki ellerimi tuttu.

"Karşına Toprak'ın çıkmasının nedeni Beren'di. Beren Karan'ı istemezdi. Toprak, centilmendi, nazikti, kibardı. Karan duygularını kontrol edemiyordu. Çok kıskanıyor, kıskandığında ağzından çıkanları kontrol edemiyordu. Bu kadar uğraşmışken Beren Güneş'e ulaşmama izin vermişken zevklerim için bize bunu yapamazdım."

Ellerimi ellerinden kurtardım. Bu anlattıkları asıl konumuzla alakası olmayan bizim başlangıç hikayemizdi fakat bizim hikayemizde koskoca bir sorun vardı.

Eski sevgilisi.

"Güneş'e karşı koyabilmeyi başardığımda anladım ki Beren'e hissettiklerim basit bir hayranlıktan çok daha fazlasıydı. Güneş, Karan'ın biricik sevgilisiydi. Fakat Beren, Karan'ın ruhundan taşıyordu. Küfürler eden, sinirlenen, sevdiği için dünyaları yıkabilecek.. Beren'le Karan'ın ruhu aynı sevgilim. Toprak, Güneş'i kırmadan incitmeden sevebilirdi, tatlı bir ilişkileri olabilirdi ama biz hastalıklıyız sevgilim.. Yaşadığımız şeyin aşk, sevgi, tutku gibi basit kelimelere sığmayacağını anlamıştım. Ruhlarımız bir bizim sevgilim."

Bir Ege Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin