Bölüm 68

432 32 5
                                    


İyi okumalar

Sevda, öyle bir şeydi ki hastalıklarımdan, berbat hayatımdan ve kırgınlıklarımdan kolayca arınmamı sağlıyordu.

Karan'a kırgındım. O, muhtemelen bunun farkında bile değildi ve farkında bile olmadığı kırgınlığımı yine farkında olmadan yok etmişti.

Neden Toprak Dolunay Karan olmuştu bilmiyordum fakat Karan, tamamen bendi.

Sevda öyle bir şeydi ki sanki aynaya bakıyordum ve karşımda gördüğüm kişi benim erkek versiyonumdu.

Ruh eşin olduğunu kabul edeli çok olmuştu fakat hayatlarımız, geçmişimiz bu kadar farklıyken ben olmasını anlayamıyordum.

Aşk, herkesin başına gelebilecek bir tutkuydu. Birime aşık olurdunuz, belki güvenmediğiniz birine..

Duyularınız o kadar yoğun olur ki güvenip güvenmemek umurunuzda olmaz ve o tutkuya kapılıp gittiğinizde de kaçınılmaz bir son olur.

Kalbiniz kırılır.

Kalbiniz kırıldığı için o çok yoğun duygular beslediğiniz, aşık olduğunuz kişiden kaçarsınız. Kalbinizdeki kesik çok derindir fakat bir başkasına aşık olduğunuzda o kesik yok olmuşcasına yeni maceraya atılırsınız.

Sevgi, aşktan daha derin fakat çok daha az tutkuya sahip daha çok güven barındıran masum bir his. Bir evlilikte olmazsa olmazlardan en önemlisi.

Aşık olduğunuz kişiyle evlenmeyebilirsiniz fakat sevdiğiniz kişi size evlenmek için en doğru kişi olarak gelir.

Öyledir de.

Sevdiğiniz biri tarafından kırıldığınızda uzaklaşmanız zor olur. Kalpte derin bir kesik oluşmuştur, aşık olduğunuz kişideki kalp kırıklığı kadar derindir acısı. Fakat aşktan farklı olan yanı o yaranın hiçbir zaman iyileşmemesidir.

Çünkü bu kez güveniniz de kırılmıştır.

Bir başkasını sevebilene kadar çok daha fazla zaman geçer. Başkasını sevseniz dahi, eski kırgınlığınız tamamen geçmez.

Aşk, herkesin başına gelirken sevgi herkese uğramaz.

Ve Sevda.

Sevda, hem aşk kadar yoğun bir tutku hem de sevgi kadar uzun solukludur.

Hatta sevgiden çok daha uzun, bir ömür boyu sürer.

Bu imkansız olay o kadar az insanın başından geçer ki hem hissettirdikleri hem de nadir olması ile bir mucizedir.

İşte Karan, benim için hem aşk, hem sevgi fakat çokça sevdaydı.

Belki güvenim yoktu fakat ona öyle bir inanıyordum ki bir gün birine güvenebilecek olsam bu kişi şüpheye yer bırakmadan Karan olurdu.

Ben artık ona güvenmek istiyordum.

Düşüncesinin bile beni aptal hissettirmesi gerekirken dudaklarımda geniş bir gülümseme ve kalbimde bir ferahlama ile odasına girmiştim.

Gözleri beni bulduğunda elindeki kalemi masaya fırlatmış ve oturduğu koltuktan kalkarak yanıma gelmişti.

Dudakları boynuma gömüldüğünde derin derin kokusunu soluyarak içimde amansızca onu özleyen ve bu hissin hiç kaybolmadığı yanımı tatmin etmeye çalışmıştım.

Ona ne kadar yakın olursam olayım yetmiyordu.

"Hoşgeldin güneşim."

Boynumdaki başı ufak bir öpücük bırakırken ellerim omuzlarına tutunmuştu.

Bir Ege Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin