Bölüm 81

299 22 8
                                    



Hayatından vazgeçmiş bir adam olarak en net söyleyebileceğim şey hayatımın en kötü anının elime aldığım silahı kalbime dayadığım an olmadığını söyleyebilirim.

Çünkü o anda Karan ve Güneş'in en güzel duyguları vardı. Yoğundu, birbirlerini o kadar çok seviyorlardı ki bedenlerinin toprağa karışacak olması hiçbir sorun teşkil etmiyordu.

Güneş ve Karan koca dünyaya sığamamıştı ama ruhları tüm dünyada olacaktı.

Yaşadığım en kötü an aşkından delirdiğim kadının az önce maskelerinden sıyrılmış bir halde karşıma geçip sağlıklı gibi görünen konuşmasıyla benimle vedalaşmasıydı.

Beren onu tanıdığım hiçbir anında sağlıklı değildi fakat hislerimi kabul ettiği andan itibaren içindeki seslerle bile savaşıp bana bir kez olsun onu sevmediğim ithamında bulunmamıştı.

Üstelik çok fevri bir kadın olmasına rağmen..

Beren'in ya da Güneş'in duyguları benim için dünyadaki en önemli şeydi. O iyi hissetsin, güzel dudakları biraz kıvrılsın diye yapamayacağım hiçbir şey yoktu.

Ancak o kadın duygularını saklamayı çok küçük yaşta öğrenmişti.

Ne hissettiğini açık açık söylediği anlar o kadar kısıtlıydı ki! Beni kıskandığını bile zar zor anlamıştım.

Oysa az önce onun aşık olduğu Karan'ın öldüğünü, Toprak'ın ise eski sevgilisini özlediğini düşünüyordu. Kıskançlık yoktu sözlerinde yalnızca kabullenilmişlik vardı.

Çok küçük yaşlarda öğrendiği çaresiz kabullenişlik..

Sözlerini sonuna kadar dinlemem gerekiyordu, ne kadar kesip yanlış düşünüyorsun demek, özlediğim dudaklarına yapışmak ya da her an kırılacakmış gibi duran ama çok güçlü olan zayıf bedenini içime sokma pahasına sarıp sarmalamak istesem de dinlemem gerekiyordu.

Onun için, o içindeki zehrin çok az da olsa bir kısmını kusabilsin diye..

Ancak dudaklarından çıkan 'hoşçakal' sözleri kaşlarımın çatılmasına yetmişti.

Gerçekten onu bırakacağıma inanmıyordu değil mi?

Sakin ol Karan, karşındaki Güneş.. Söndürmeye çalışılan, sana alev alev olan Güneş..

"Bitti mi?" Diye bir soru çıktı dudaklarımdan ifadesizce. Senden vazgeçtiğimi nasıl düşünürsün Güneş saçlı kız?!

"Bitti." Dedi solgun bir sesle, kendini kasıyordu. Kendini çok kasıyordu.

"Güzel" dedim karın boşluğumda çoktan varlığını unuttuğum kurşun yarasına rağmen onu sırtıma atarken.

Dudaklarından ufak cılız bir ses firar etmiş ardından 'indir beni, yaralısın!' söylemleri başlamıştı.

"Gerçek kavuşmamızı evimizde yaparız." Diye mırıldandım arabama doğru ilerlerken.

Güneş saçlı kızdan;

Karanlığa alışmış gözlerim, gevşemiş vücudum, uzun zamandır uykusuz ve yorgun olan bedenim yumuşak bir zemindeyken gözlerim yavaşça açılmaya başlamıştı.

Ağır ağır görüşümün netleşmesi ile küçük bir odada olduğumu fark etmiştim. Aslında çok da küçük değildi fakat sanki bir evin odasına da benzemiyordu.

Geniş çift kişilik yataktan etrafa kayan gözlerim Toprak'ı anında fark ederken bana ne olduğunu hatırlamıştım.

Omzuna attıktan sonra debelenmiş ve inmeye çalışmıştım fakat öyle sıkı tutmuştu ki beni gaza getirmiş ve fazla güç uygulamama sebep olmuştu.

Bir Ege Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin