Bölüm 37

5.5K 264 47
                                    


Herkese merhaba arkadaşlarr

umarım iyisinizdir 💙

Hepinize iyi okumalar dilerimm😌

Karşılaşmadan 6 gün önce:

"Anne ben kötü bir şey mi yapıyorum?"

İzmir'deki yazlık evimizde,odamda, Beren'in fotoğrafını izlerken annemin yanıma gelmesiyle onun dizine uzanmıştım.

Anneme sorduğum soru ise şüphesiz Cihan'ın sözlerine takılmamdan kaynaklıydı.

Beren kimseyi aksatmama neden olmuyordu. Aksine insanlara iyimser yaklaşabiliyorsam Beren'i fazladan görebildiğim içindi.

Onu izlediğimi bilse benden rahatsız olur muydu?

Onu sürekli izlemiyordum. Elimden gelse izlerdim. Fakat hem erteleyemeyeceğim işlerim çıkıyordu hem de Beren ayda birkaç gün yok oluyordu.

Dün tüm arkadaşlarım yardımcı olmaya çalışmıştı. Fakat umut yoktu. Onun kimseyi hayatına almaya niyeti yoktu.

Sertti Beren. Birilerine bağırırken görmek çok olasıydı. İşine çok önem veriyordu. Çok da başarılıydı. Fazla bir insan yoktu hayatında. Hatta neredeyse kimse yoktu. Ailesi uzaktaydı. Yakınlarındakinden ise çoğunluğundan nefret ediyordu.

Kimseyle işi olmazdı.  Ancak birilerine sürekli sinir oluyordu. Sinir olduğu halde hayatında olan insanları biliyordu sadece. Onun dışındakileri görmez, duymazdı.

Ameliyattan güzel haberle çıkınca ailenin sevinci yüzünü aydınlatıyordu. Işığı sanki daha da güçleniyordu.

Fazlasıyla zekiydi. Gözünden hiçbir detay kaçmazdı. Oyunu onun kurallarına göre oynamazsam da oyun dışı edilirdim.

"Sevdiğin birini izlemen kötü bir şey değil. Fakat değişmeye başladın oğlum. Kızın senin varlığından haberi yok fakat sen onsuz bir saniye nefes almıyorsun."

Odadaki Beren'in fotoğraflarında gezdirdi bakışlarını.  Başucumdaki Beren'in uyurken çektirdiğim fotoğrafı elleri arasına aldı.

"Kişisel alan denen bir şey bırakmamışsın kıza. Artık karşısına çıkman ve aşkını sahiplenmen gerek. Tabii bunca zaman yaşadıklarını da anlatmalısın. Güven her şeyden önce gelir."

Saçlarımı son kez okşayıp fotoğrafı yerine bırakıp ayaklandı. Kapı zilini o zaman duymuştum.

Babam gelmişti. Aramız eskisi kadar çok iyi değildi fakat yine de iyiydik.

Akşam yemeği için Dolunay ailesi bir araya gelmişti.

Aşağıdan gelen seslere bakılırsa abim Onur ve eşi Sena gelmişti.

Geçen yıl evlenmişlerdi. Sena'nın işlettiği lüks bir restoranı vardı.

Sofradaki yerime yerleştiğimde yüzümden düşen bin parça ile canım hiçbir şey istemiyordu. Fazlasıyla da belliydi.

"Toprak sen seversin benim böreğimi. Sıcakken yesene."

Hatice annenin kızı Serap'ın sözleriyle ne zaman geldiğini anlamamıştım.

"Mecnun o mecnun. Yemek düşünemez olmuş."

Onur'un sözleriyle ona bakarken anneme çevirdim bakışlarımı.

Hafifçe omuz silkti.

Anlaşılan öğrenmeyen kimse kalmamıştı.

Sen dışında güzel güneşim.

Bir Ege Masalı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin