1 . Bölüm (DÜZENLENDİ)

91.6K 1.5K 47
                                    

Umarım çıktığımız bu yolda herşey istediğimiz gibi olur. Yeniden bir düzenleme ile aranıza yavaş yavaş dönüyorum sevgili okurlarım.

İyi okumalar...

Her yaşam faklıdır her yaşanılan farklı yorumlanır. Kiminin mecburiyeti kiminin tercihidir. Bazıları bazılarına göre daha acımasızken bazıları daha merhametlidir. Hayat büyük bir karmaşadan ibaretken ben bu hayatta kaçan taraf oldum. Aşktan, ailemden, akrabalarımdan Mardin'den kaçtım. Yaşıtlarım gibi olmadım hiçbir zaman isyankâr ruhum burada yaşayamadı. Okuma isteğim özgür olma isteğim her şeyden üstün geldi. Ben geleceğimi, geçmişimi unutarak yaşamayı düşündüm.

Peki hayat buna izin verdi mi? Elbette hayır!

Şuan kavurucu sıcağıyla bizi karşılayan Mardin'e yeniden ayak basmış bulunmaktayım. 5 yıl önce terk ettiğim her şeyi ile geride bıraktığım bu acımasız şehire tam 18 yaşımda hayatımı elime almaya başladığımda geri dönmek zorunda kaldım. Arabanın içinde etrafı izlerken kardeşimin sorduğu sorulara cevap vermeye çalışıyor bir yandan da ne kadar nefret etsem de özlediğim memleketime doya doya bakıyordum. Bir sene sadece bir sene burada kalıp üniversiteyi başka bir şehirde okuyacak İstanbul' a geri dönecektim. Dışarıyı izlerken ileride gördüğüm konak ile gülümserken arabanın durması ile kapıda bize el sallayan Demir abimi görmem bir oldu arabadan inip koşarak yanına gittiğimde kollarını açmış beni bekliyordu.

"En çok seni özledim burayı sevme nedenimsin"

"O yüzden her gün arıyordun değil mi?" dediğinde mahcupça başımı öne eğdim. Gülümseyip içeri geçmemi söyledikten sonra merdivenlerden inen Berfin ile çığlıklar eşliğinde birbirimize sarıldığımızda

"En çok Berfin'i özlemişsin bence hem de her gün görüşmenize rağmen"

"Kıskanma abi" diye saçlarını savuran Berfin ile kahkaha attığımda uzaktan bizi izleyen Emir'i yanıma çağırdığımda

"Çok büyümüş değil mi amca kızı" Berfin kahkaha atıp

"Hoş geldin Emir"

"Hoş buldum Berfin" Berfin göz devirip

"Senden büyüğüm Emir bana abla demen lazım"

"Gelir gelmez başlamayın Emir sana hiç abla demedi zorlama Berfin" diye Demir abim tarafından uyarılınca hepimiz susup diğer aile üyeleri ile görüşmek için yukarı çıktık.

********

Herkes ile görüştükten sonra şu koca konakta olmayı en çok sevdiğim yere terasa çıktım. Güneş kendini en tepede gösterirken vücudumun yanacağını umursamadan kendimi yere bıraktım. Tenime temas eden her bir taş vücudumu yakarken gülümseyip derin bir nefes aldım

"Senden nefret etsem de özlemişim Mardinim"

"Zeyşan gelir gelmez nereye kayboldun"

"Zeynep abi Zeynep benim ismim!"

"Hiçte bile ufaklık kimse burada sana Zeynep demiyor bunu kabul et artık"

"Sevmiyorum şu ismi ama" dediğimde kahkaha atıp

"Dışarı çıkacağım arkadaşlarımın yanına sende gelmek ister misin? Özlemişindir çocukları" gülümseyip başımı salladığımda hızla yerimden kalkıp aşağıya abimin yanına indim.

Arabayı çalıştırıp yola çıktığımızda bir yandan çevreyi izliyor bir yandan abimin sorularına cevap veriyordum. Bu gün herkesin soru sorası varmış ya neyse... Arabadan inip geldiğimi kafeye bakarken Mardin'e aykırı görünüşüne gülümseyip içeri girdim. İçi dışından daha aykırı duran yeri inceleyince zamanla her şeyin değiştiğine kanaat getirdim. Demir'e dönüp

"Tam senlik bir yer"

"Beğendin sanırım"

"Sence" dediğimde gülümseyip ilerlemem için ilerdeki masayı gösterdi. Her zaman Demir'in öz güvenine sahip olmak istemiştim. Onun yanımda kendimi hep sönük hissederdim. Bu yüzden de bir aradayken hiçbir zaman abi demez her başına bela açar dururdum. Gözümde canlanan geçmiş ile gülümserken kalabalık bir masaya oturmuştuk. Bana gülümseyerek bakan birkaç kişi ile selamlaştıktan sonra

"Hoş geldin cadı gidince unutmadın bizi değil mi?" dediğinde kaşlarımı hafif çattığımda

"Yok valla unutmuş bu bizi"

"Abartma Baran beş senedir görmüyor seni sadece tanıyamamıştır" dediğinde gülümseyip

"Baran abi dedim" kahkaha atıp

"Yaa ne abi küçük cadı az çekmedik be kızım senden birde gelmiş abi diyor sanki bizi abi olarak görüyordu da değil mi Ateş" deyip yanında ki adama gözlerinin çevirdiğinde hiç oralı olmamış yanındaki kızla oynaşmaya devam ediyordu. Bu tavrı sinirlerimi bozarken derin bir nefes alıp göz devirdim.

"Boş ver sen onu büyüdükte değişti işte"

"Evet değişmiş" dediğimde birkaç saniye bakışların gözlerimde sabitlediğinde umursamadan önüme döndüm. Herkes kendince bir şeyler yapıp sohbet ederken nedense burada bulunmamın anlamsız olduğunu hissetmiştim. Demir'e dönüp

"Ben sıkıldım çarşıya çıkıp gezeceğim"

"Birikte gezeriz bekle"

"Gerek yok keyfine bak sen" deyip masadan kalkıp dışarı çıktım.

Çarşıda ortalıkta dolanırken küçük mağazalara girip birkaç eşya bakıyordum. En son girdiğim hediyelik eşya dükkânında eşyaları incelerken gördüğüm küçük kutuyu alıp incelemeye başlarken aklıma gelen anılar ile gözlerim dolmuştu. Bu kutudan bende de vardı ve içinde MİRAN ZEYTEŞ yazıyordu. Demir, Baran, Ateş ve beni isimlerimizin bir kombinasyonuydu. O kutuyu zamanında zorla aldırmıştım onlara gülümseyip akmaya hazır an gözyaşımı silip kutuyu yerine bıraktım. Yanıma gelen amca merakla

"İyi misin kızım" diye sorduğunda sadece başımı sallayıp dükkandan çıkmıştım. Attığım her bir adım daha anlamlı gelirken yaşadıklarımız gözlerimin önünde canlanıyordu. Ne çok severdik birbirimizi ne çok korurlardı beni ve ben ne çok bela açardım başlarına. Her birini öyle çok severdim ki toprağa gömdüğüm geçmiş gün yüzüne çıkarken daha çok hissettim bunu.

Kendimi az önce çıktığım kafenin önünde bulurken içerden çıkan Ateş abimi yani Ateş'i gördüğümde gülümseyip yanına doğru gitmeye başladım. Ben fark etmemiş yanındaki kız bir şeyler söylüyordu. Gülümseyip kıza sarıldığında çimde oluşan kıskançlığı dindirmeye çalışmışım ama az sonra gülümseyen dudakları o kızın dudaklarına deyince anlam veremediğim bir boşluğa düşüp kaybolmuştum. Ne bir adım ileri gidebildim ne geri öylece ona bakarken gözleri gözlerime değmiş ama o bunu umursamamıştı. Gözyaşlarıma hakim olmak için dudaklarımı dişlerken arkamı dönüp oradan uzaklaşmaya başladım. Her bir adımım biraz daha ağırlaşırken gözyaşlarımı artık tutma gereği duymamıştım. Neden bu kadar üzülmüştüm ki sonuçta her insanın sevgilisi olurdu. Eminim Baran ile Demir'in de vardı. Küçük kız kardeş kıskançlıklarımdan biri her halde çocukken de sevmedim başkasıyla oynamayı diye söylenerek bulduğum bir taksiye binip konağın adresini verdim.

Başımı cama yasladığımda her şeyin değiştiğini ve büyüdüğümü daha çok hissettim. Ne Mardin eskisi gibiydi ne sevdiğim insanlar.... 

O BENİM ABIMWhere stories live. Discover now