Birinci bölüm
LEE
Ona haksızlık etmiştim.
Felicity Morgan hakkındaki ilk izlenimim hiç de iyi değildi. İlk karşılaşmamızda üzerinde, "Seks Tanrısı" yazılı bir tişört vardı ve saçları elektrik akımına kapılmış gibiydi. Diş telleri, on kilo fazlası ve pabuç diliyle hiç de çekici değildi.
Ama elflerin kurtarıcısı Seçilmişti. Gelecekteki karım. Bu yüzden onu daha iyi tanımak istedim. Aslında Felicity Morgan bir Fabergé yumurtasından bile daha renkliydi.
Büyüleyiciydi, bir hafta sonra arkadaşlarının onu neden bu kadar sevdiğini gayet iyi anlamıştım. Asla kırıcı olmayan çok ince bir espri anlayışı ve sarsılmaz bir sadakati vardı.
Tıpkı cesareti gibi. Kendini bir anda sekizinci yüzyılda bulan her genç kafayı yerdi. Hangi çağdan olursa olsun. Dünyaya geldiğimden beri birçok insan tanıdım. Felicity zaman sıçramalarını soğukkanlılıkla karşılamakla kalmayıp yaşadıklarının üstesinden geldi. Kaçırıldı, Şarlman'ın güvenini kazandı.
Yirmi birinci yüzyıla döndüğümüzde üzerine atılan cinayeti, kesinlikle o işlemiş olamazdı. Felicity olamazdı. Horton Koleji'ndeki herkes olabilirdi ama kesinlikle Felicity olamazdı.
O yüzden katili bulmalı ve Felicity'nin güvenliğini sağlamalıydım. Seçilmiş bile olsa kral Oberon onun suçlu olduğuna inanırsa Kehanetler Kitabını dikkate almazdı.
Kehanetler Kitabı Delfi kehaneti gibiydi, yani belirsiz. Yazılanları yorumlamak gerekiyordu, geçmişte bu yüzden hatalar yapıldığı da olmuştu. Hayır, kral Oberon Kehanetler Kitabına hiçbir şey ekleyemezdi.
Gerçek katili ortaya çıkarmam gerekiyordu. Ama önce Felicity'yi güvenli bir yere götürmeliydim. Çok değerliydi, üç yüz yirmi yıllık hayatımda karşılaştığım tüm nemflerden daha değerliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAN'IN KARANLIK KEHANETİ (2. Kitap)
Fantasy"Sen Seçilmiş'sin. Öyle kolayca idam edemezler seni." Dikkat kesildim. "İdam mı" diye ciyakladım. Felicity Morgan'ın her geçen gün fark ettiği gibi elfler âleminin Seçilmiş'i olmak hiç kolay değil. Hele de cinayet şüphelisiyken ve elf kralının kendi...
