29-nasıl bu kadar aptal (F)

91 13 10
                                    

herkes gergince birbirine bakıyor felix'in bu konuyu açacağını beklemiyordu. kimseden çıt çıkmıyorken minho "zaten sessizce seviyorum sadece felix karışma" dediğinde hepimiz şaşırarak birbirimize bakmıştık.

minho ilk defa açık açık jisung'u sevdiğini söylemişti.

bunu duyan jisung elindeki tabağı bir masaya bırakıp kafenin arkasına geçmişti.

jungwon "gerçekten yeri miydi bunun?" demiş ayağa kalkmıştı.

"o zaman yeri değil bu zaman yeri değil neyin yeri?" felix sinirle konuşurken hyunjin "kavga edecekseniz onun duymayacağı bir şekilde yapın bari ben jisung'un yanına gidiyorum" demişti.

"hyunjin dur ben gideceğim" diyen minho ile artık gerçekten dizi sahnesine dönmüştü.

sunghoon kulağıma "seungmin'e söyleseydik de mısır patlatsaydı" demişti.

ben ona gülmemek için kendimi tutarken heeseung hyunjin'in kolunu tutmuş "belki bu sefer minho'nun gitmesi daha iyi olur?" dediğinde seungmin "ben ikisinin yan yana olduğu hiçbir zamanın iyi geçtiğini görmedim" dediğinde minho hiç kimseyi umursamadan çoktan kafenin arkasındaki personel odasına gitmişti.

jisung hıçkırarak ağlarken odanın kapısı açıldığında ağzını kapamış diğer eliyle de gözlerini silmeye çalışmıştı.

çok yorulmuştu artık.

dolu gözleriyle kimin geldiğini fark edemeden minho ona çoktan sarılmıştı. jisung kokusundan tanıdığı minho'yu ittirmeye çalışmıştı ama işe yaramamıştı. 

"bırak beni"

"jisung beni dinler misin?"

"hayır istemiyorum seni. beni sadece kırıyorsun"

"özür dilerim gerçekten. sadece sakinleştikten sonra beni dinler misin?" jisung bir şey demeden ayrılmak için kendini zorlamayı bırakmış ağlamaya devam etmişti. bu sırada minho'nun kokusuyla uyuyakalmıştı.

içeriye giren jeongin jisung'un uyuduğunu fark ettiğinde odadan geri çıkmış ve diğerlerine bundan bahsetmişti.

"ben gerçekten bıktım artık. araları bozulursa bizim aramızdaki bağa bir şey olurmuş. ben çok yıpranırmışım. sanki bu şekilde onlar da biz de yıpranmadık, yorulmadık"

felix sinirle alnını kaşırken konuştuğunda hyunjin onun saçlarına öpücük kondurup sinirle konuşmayı bırakması, sakinleşmesi için ona sarılmıştı.

sunghoon sunoo'nun iyice boynuna gömülmüş yatıyordu.

"çok mu yoruldun sevgilim?"

"bugün izinlisin diye sana gelip enerjimi de toplayamadım"

"tabii uğraşacak kimsen yoktu"

"niye öyle dedin aşkım benim. senin sinirlenmen keyif veriyor olabilir ama hep öyle miyim?"

"öylesin"

"bu bana yapılan iftira" sunghoon seslice söylendiğinde sunoo ise kahkaha atmıştı.

"noluyor lan?" jake telefonundan kafasını kaldırıp ikisine baktığında sunghoon "ben sunoo'yu sinirlendirip bundan eğlenen bir insanmışım. her zaman?" demişti.

"gayet de doğru söylemiş" diyen jungwon ile sunoo havadan birbirlerine öpücük atmışlardı.

"ikiniz bir oldunuz üstüme geliyorsunuz hiç yakıştıramadım"

o sırada personel odasında ikili hala aynı haldeydiler. jisung minho'nun boynunda uyuyordu.

bir süre sonra jisung'un hareketlenmesi ile minho saçına öpücük kondurmuş ardından da derin bir nefes alarak etrafa bakmıştı.

olanları hatırladığında hızla minho'dan çekildiğinde minho sadece iç çekmişti.

"jisung nolur uzaklaşma"

"hyung bak-ben özür dilerim bir anlığına oldu. yoksa ben asla uyumazdım ağlamamı görmeni de istemezdi-"

"jisung. tamam devam etme. ben gerçekten özür dilerim. böyle olmak hiç istemezdim ama çok korktum. korkularımın bana hiçbir kazanç sağlamadığını anlayana kadar korktum ama çok geçti. artık hep benim göğsümde uyuyup; güleceksen yanımda gülsen, ağlayacaksan yanımda ağlasan olmaz mı? bunu istersem çok mu abartmış olurum?"

"SÜRÜNDÜR JİSUNG-YAH ÇEKMESENE SEUNGMİN BENİ"

"hyunjin tut şu sevgilini"

"felix sevgilim gelir misin artık?"

"HAYIR! SUNGİEM AKLIMDA BİRKAÇ FİKİR VAR SÜRÜM SÜRÜM SÜRÜNDÜRÜRÜZ"

"YAH LEE FELİX! SUS BARİ SEVGİLİYKEN SÜRÜNEYİM"

"ha öyle kabul ediyorsan olur öyle de süründürürüz biz seni abi"

"jisung hm?"

daha üç dakika önce ikiliyi kontrol etmeye giden felix jisung'un uyandığını fark etmesi ile herkes kapıya yaslanmış onları dinliyorken en sonunda kendini tutamayan felix ile olan olmuştu.

en sonunda minho ile tartışmaları ile ortam tekrar sessizleştiğinde hyunjin kafasını kapıdan tekrar içeriye sokmuş minho'nun kucağında oturan ve boynuna kafasını koymuş olan jisung ile şokla bakmıştı.

minho onun saçlarını okşayıp konuşurken hyunjin ise "arkadaşım nasıl bu kadar aptal olabilir bayılacağım" diyip kendini koltuklardan birine atmıştı.

•••
acikcasi asiri komik ilerlemek istiyordum ama su an cok yogunken bile bolum yaziyorum (ask acisi da cekiyorum diyordum da su an daha fazla cekiyorum galiba not: asik olmayin)
gram motivem yokken bir tepki gelmemesi beni daha da mutsuz etmeye baslamisti
jake changjeong chanmin hatta fici basindan beri olsa da yazamadigim minsung (son bolumu bu ikiliyle bitirdigim icin rahatim bi tik) onun yaninda cok kisa yazdigim hyunlix ciftlerini de yavastan alarak ilerletecektim belki de boyle olmasi daha iyi oldu benim icin
BU SEKILDE KOTU BIR KONUSMA ILE BITIRDIGIM ICIN OZUR DILERIM ASKLARIM
sizleri cok seviyorummm 🫶🏻🧡

12 ʏᴇᴀʀꜱ-ꜱᴜɴꜱᴜɴ ✓Where stories live. Discover now