28-göz kuruluğu

67 13 0
                                    

6 yıl boyunca neredeyse hiçbir şey değişmemişti. sunghoon ile ilişkimiz ikimizin de korkularının aksine mükemmel gidiyordu. tabii benim mükemmel anlayışım her zaman en iyi ve en kötü duyguları bile beraber yaşamamızın yanında tartışmalı bir günümüz geçmiş olsa da günün sonunda birbirimize sarılarak uyumamızdan ibaretti.

arkadaş grubumuza beş kişi eklenmişti. jay spor salonuna gittiği bir gün changbin ve chan diye ikili ile tanışmış ve artık buluşma noktamız changbin'in sevgilisi jeongin ve chan'ın sevgilisi seungmin'in beraber işlettiği kafeleri olmuştu.

onun dışında da bizim sınıf arkadaşımız aynı zamanda bizim şirkette çalışmaya başlayan jake olmuştu.

yıllardır ona sevgili arıyorduk ama yalnızken daha mutlu olduğunun kanaatine varmıştık.

onun dışında jungwon ve heeseung hyung jungwon'un stajının bitmesi ile yurtdışında evlenmişlerdi.

sunghoon'dan evlenme teklifi alana kadar onların mükemmel evliliğine fazlasıyla imrenerek baktığımı kabul etmeliydim ama riki'nin benden daha fazla imrendiği de bir gerçekti.

jungwon daha mezun olmadan önce onların düğün hazırlıklarına başlamıştık ve hala onların nasıl tatlı bir şekilde atıştıklarını hatırlıyordum.

'yıllardır sevgiliyiz ne zaman evleneceğiz jay ya'

'aşkım sunghoon ve sunoo yıllardır beraberler onlar daha evlenmedi sonuçta'

'of jay of'

'sevgilim üniversiteden mezun ol en azından'

'ama çok tatlı bu ikisi'

'tamam sevgilim mezun ol o zaman biz de evleniriz'

tabii hyunjin ve felix aynı ortama girdikleri gibi minho'nun öldürücü bakışlarına maruz kalmalarına rağmen sevgili olmuşlardı ama bu birkaç yıllarını almıştı.

hyunjin okuduğu yere dönmüş ve bir süre uzaktan arkadaşça konuşmuşlardı tabii bu hyunjin tekrar jisunglara geldiğinde felix ile birbirlerini çok özlediklerini fark edene ve birbirlerine aynı anda açıldıkları ana kadardı.

felix her zaman dedikodu yaptığımız sırada aşkla hyunjin'in 'artık seni çok özlemek istemiyorum hep beraber olalım sevgilim' cümlesinden bahsediyordu.

onun dışında jisung ile minho'nun arasında hala bir şey olmamıştı.

felix ne kadar gönüllü olmasa da annesinin bulduğu kızlarla randevuya çıkan minho her kıza soğuk davrandığı için kötü bitmiş bir randevuyla eve geri dönüyordu.

jisung ise minho'nun böyle davranmasından dolayı önüne bakmaya çalışmış birkaç kişi ile sevgili olmuştu ama ilişkileri "minho aklımdan çıkmıyor. fiziksel olmasa da karşımdakini aldatıyorum" diyip ayrılmasıyla sonuçlanıyordu.

bugün de o günlerden biriydi.

jisung seungmin'in getirdiği ikinci peçete kutusunu açmış burnunu silmişti.

"hayır en azından kendime gelmeye çalışırken yemek yediğim yerde neden randevuya çıkmak zorunda ki?"

tekrar ağlamaya başladığında jeongin'in önüne koyduğu pastadan bir çatal almıştı.

felix onun bu halini gördükçe berbat hissediyordu ama elinden hiçbir şey gelememesi onu daha da üzüyordu.

jisung 'içimde bir yumru ile yaşıyorum' derken ne demek istediğini anlıyor o da öyle hissediyordu.

"göz kuruluğu yaşayacaksın bu gidişle ji" diyip güldürmeye çalışan jungwon, jisung'un "ben bu şekilde yaşamaya devam edersem benim bu gözlerim çok kurur jungwon merak etme" cevabı ile susmuştu.

sunoo arkadaşının omzuna kafasını koymuş sırtını okşuyordu.

seungmin ise kafedeki iki müşterinin de gitmesi ile masalarına gelmişti.

"bebeğim bu kadar ağlamasan olmuyor mu? çok kötü duruyorsun yine zayıflamışsın" demesiyle jisung omuz silkmişti. jisung'un bu hareketi ile kafası sunoo'nun omzuna düştüğünde sunoo gülmeye başlamıştı.

"of özür dilerim sunoo. şu an aklım yerinde değil" demişti.

hyunjin ikisinin bu haline kahkaha atarken felix "sanki sevgili olsanız bundan kötü olacaktınız. gerçekten abimin kararları... her neyse" demişti.

sunoo dudak büzmüş sonrasında da aklına gelenle heyecanla çocuklara bakmıştı.

"aslında bugün sizin burada toplanmanızı isteme nedenim başkaydı ve burada jisung'un üzülmesindense mutlu haberlere ihtiyacı varmış gibi geldi?" dediğinde jisung kafa sallamıştı.

"sonunda buraya neden çok mutlu geldiğini ötücek" diyen jeongin kafedeki tek müşteriyi yarı zamanlı çalışana bırakmış o da masaya oturmuştu.

"normalde jisung çağırmasa hemen gösterecektim neyse buraları geçelim" demiş ve çantasından yüzük kutusunu çıkarıp açmış hepsine göstermişti.

hepsi tepki veremeden ağızları açık yüzüklere bakarken sunoo kahkaha atmış kendi yüzüğünü takıp elini havaya kaldırmıştı.

"evleniyoruzzz" dediğinde felix "yüzük olmasa inanmam" diye komik bir yüz ifadesiyle konuşmuştu. hyunjin sunoo'nun eline bakarak şokla sevgilisini onaylarken jeongin "şaka mı yapıyorsun" demiş ve sunoo'nun elini alıp incelemişti.

"aşırı güzel" diyen seungmin ile jungwon "biriniz beni çimdiklesin-amına koyim jisung minho'ya acını benden çıkarttın şu an" demişti.

hepsi ikiliye gülerken içeriye çoktan diğerleri de gelmişti.

sunghoon hemen sunoo'nun dudağına öpücük kondurup yanına geçmiş kafasını jisung gibi sunoo'nun boynuna yasladığında da boynuna öpücük kondurmuştu.

"buna evlilik rahatlığı gelmiş" jay gülerek konuştuğunda riki ise "sen de bu rahatlığa kavuşabilirdin ama tercih meselesi" diyip göz devirmişti.

"evlilik teklifini kabul etti ya onun rahatlığıdır o" diyip dalga geçen heeseung'u jungwon'un ona sarılması susturmuştu.

jisung ise dudak büzerek hala ayakta ona riki'ye doğru kollarını açmış riki ile sarılmışlardı.

"sen niye duygusal topa dönüştün yine?"

"ayrıldık"

"tekrar mı?" changbin yanlışlıkla bağırdığında jeongin kafasına vurmuş ve ayağa kalkmıştı.

"ya jeongin"

"sus sevgilim. istediğiniz bir şey var mı yoksa her zamanki şeyleri mi hazırlayayım?" dediğinde jisung "ben tatlı istiyorum seninle geleceğim" demişti.

minho sessizce etrafı izlerken jisung'un gitmesiyle telefonuna bakar gibi yaparken gülümsüyordu.

son zamanlarda onunla o kadar uzaklaşmışlardı ki konuşmasını duymak bile onu mutlu etmeye yetmişti.

"jisung'un senin yüzünden kalbi kırıldı, kendi kendini iyileştirmeye çalışıyor ve sen burada gülüp eğleniyorsun gerçekten bıktım abi"

•••
benim bu ficte en cok minsungu sevmem ama en cok onlarla ugrasmam saka mi

12 ʏᴇᴀʀꜱ-ꜱᴜɴꜱᴜɴ ✓Where stories live. Discover now