10-çok tatlı oluyorsun

132 21 67
                                    

"sunghoon" eve girmeden ona baktığımda yanıma gelmişti.

"hm" ensesini karıştırıp bana baktığında yorgun olduğunu belli eden gözlerini incelemiştim.

bir merdiven üstte olduğum için ondan biraz uzundum ve boynuna sarılmıştım.

"birbirimizi şu sıralar çok boşladık biliyorsun değil mi?" dediğimde kollarını belime koyarak beni onaylamıştı.

"kimdi?"

"hm" beni anlamazlıktan geldiğini biliyordum.

"son soruşum kimdi?"

"sunoo bunu söylemek istemiyorum"

"neden? artık eskisi gibi-"

"hayır hiçbir şey değişmedi aramızda. sakın bunu düşünerek aklını çok karıştırma. sadece söylediğimde aramız hala eskisi gibi olur mu emin değilim"

"sunghoon bunun ben de farkındayım ama saklamandan daha iyi olmaz mı?"

"hep yanımda olacaksın değil mi"

iyice boynuna sarıldığımda kafamı sallamış "söz verdik ya" demiştim kıkırdayarak.

"her ne olursa olsun..."

"...hep yanında olacağım"

o benim boynumu öptüğünde gıdıklanarak boynumu eğdiğimde ayrılmıştık.

"inadına yapıyorsun değil mi?" dediğimde gülümseyerek kafasını sallamıştı.

"gıdıklanınca çok tatlı oluyorsun böyle"

cevap verememiştim ve sadece ona bakarken kızardığıma emindim. tek tesellim gece olmasıydı.

o sırada arkamızdan "aaaa sunghoonie~" diye gelen minji ile uzaklaşmıştık.

tatlı olduğunu sandığı konuşmasıyla "hoon~ çok güzeldi maç tebrik ederim~" dediğinde göz devirmiştim sanki maçı izlemişti.

"teşekkürler minji"

"oppa gel. yemek yiyelim babamlar şimdi geldi"

oppa mı? sadece aralıkta doğdu diye aynı yıl doğumlu değildik ama yaşıttık yani oppa ne demek?

"teşekkürler minji. takımla kutlama yaptık o yüzden bir şeyler yedim" dediğinde minji kaşını kaldırmış "onunla mı?" demişti.

"evet olamaz mı?" dediğimde sunghoon "sunoo'ya beni beklemesini söylemiştim. takım arkadaşlarım da bizi salmadı" demişti.

minji'ye açıklama yapması da sinirimi bozuyordu. içeriye geçeceğimi belirten bir ifade yaptığımda gözleriyle onaylamıştı.

"ben gideyim artık" dediğini duyduğumda eve girmiştim. bahçeden gelen ses ile oraya gittiğimde amcamı görmüştüm. yanlarına gittiğimde yengem ve bir tabak daha olduğu için minji oturuyordu.

eğilerek selam vermiş amcamın hizmetlimiz olan eunhwa ajummaya tabak getirmesini söylediğinde reddetmiştim.

"bir sorun mu var sunoo?"

"hayır amca çoktan yemek yedim bile. size afiyet olsun"

"hem geç geliyor hem de başkalarıyla yiyor" diye mırıldanan yengemle amcam öksürerek "düzgün konuş çocukla" demişti.

"sorun yok amca" diyip tekrar eğilerek eve girmiştim. o ve kızı açıklama yapmama bile değen insanlar değildi.

içeriye girdiğimde eunhwa ahjumma omzumu okşamış ona dönmemi sağlamıştı.

"odana bir şeyler getireyim mi kuzum"

"gerçekten yedim eunhwa ahjumma sen düşünme beni"

"nasıl düşünmeyeyim oğluşum. bugün kurabiye yaptım en azından onlardan getireyim"

"çikolatalı olanlardan mı?"

"hemde beyaz çikolatalı."

"ben alırım ahjumma" diyip yanaklarını öpmüştüm.

"çekmecede nane çikolata da var sana aldım bugün"

"hayatımda beni mutlu eden tek insansın ahjumma. iyi geceler ben odama geçerim sonra" dediğimde gülümseyerek yengemin çağırmasıyla dışarıya çıkmıştı.

onları alıp yatağıma geçtiğimde tıka basa doyduğum için bir şeyler yemek istemiyordum.

acaba hangi kızdı hoşlandığı? jungwon ben olduğumu düşünse bile hiç erkeklerden hoşlandığını düşünmemiştim çünkü hep yanımda olan abim gibiydi.

•••
abiden cok kanka ayagi got ayagi gibi ama sen bilirsin kim sunoocum
sen de haklisin hayatindaki ailem dedigi tek insan bile olabilir

12 ʏᴇᴀʀꜱ-ꜱᴜɴꜱᴜɴ ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora