12-ben uğraşmayı bıraktım

128 18 74
                                    

eski anılarımızı rüyamda gördüğüm için mutlu mutlu uyanıp mutfağa inmiştim. içeride gördüğüm eunhwa ahjummanın yanaklarını öpüp gülümseyerek hazırladıklarına bakmıştım.

"bugün pek mutlusun?"

"dün yaptığın kurabiyeler beni bu hale getirdi kraliçem"

"aa kurabiye demişken ben sana şu kutuya kurabiye ve çikolata koydum çantana koymayı unutma" demişti. kafamı sallayıp kutuyu çantama koyduğumda "ben bugün erken çıkıyorum ahjumma sana kolay gelsin" diyerek el sallamıştım.

"bir şey yemedin?"

"arkadaşlarım bugün kahvaltı yapalım dediler. okulun karşısındaki bir yerde yemek yiyeceğiz" demiştim.

"bak yemeğini iki gündür dışarıda yiyorsun hasta olacaksın"

"olmam ahjummaaa~ görüşürüz"

"iyi dersler kuzum" dediğinde öpücük atıp dışarıya çıkmıştım.

kapıdan çıkarken karşıma çıkan sunghoon ile korktuğumda kahkaha atmıştı.

"sen ne arıyorsun burada?"

"bu soru muydu şimdi?"

"hayır ama bugün erken kalktım. senin uyanma saatinde yazarım diyordum"

"akşam heeseung yazdı kahvaltı yapacağız diye"

"jungwon yani"

"bilgi kaynağımı soruyorsan evet"

"hadi gidelim geç kalacağız"

"tamam ve sunoo?"

"hm"

"bugün çok güzel gülüyorsun"

"ha?"

"bakıyorum çok mutlusun bugün diyorum?"

"evet öyleyim çok güzel rüyalar gördüm"

"ben vardım değil mi?" dediğinde "tabii tabii" demiştim ama gerçekten öyle olduğuna inanmayacağına emindim.

"günaydın"

"hadiii oturun hemen"

"geç geldiniz" jisung kaşını kaldırıp baktığında "üç dakika aptal" demişti felix.

ikisinin didişmesini gülerek izlerken jungwon sessizce dibime girmiş "minho hyung gelmedi ondan böyle" demişti bana.

ben onu "fark ettim zaten niye burada değil ki?" dediğimde sunghoon kolunu omzuma atmıştı.

kıskandığını düşünerek kalbimin hızlanmasına engel olamasam da onun sevdiği birinin olduğunu aklımdan çıkarmamalıydım.

jungwon göz devirerek kulağımdan uzaklaşıp "ben sana ne dedim. sensin dedim kıskanıyor işte ama beni dinleyen yok" demişti. jungwon'un susmasını söylemiş gözlerimi büyültmüştüm.

"bence bir kız"

"sunoo iyice delirdin."

"mutluydum tadım kaçtı jungwon"

"doğru olduğunu öğrendiğinde de jungwon jungwon diye dibimden ayrılmazsın"

"umarım jungwon" diye mırıldandığımda onun duyduğunu fark etmem ile gözleri büyümüş jungwon'un ağzını kapamıştım.

"ağzını açacağım çığlık atma" diyince kafasını sallamıştı.

"bunu sonra konuşacağız kim sunoo"

onu duymazlıktan gelip "minho hyung nerede felix" dediğimde sunghoon "jungwon ile atışmasaydınız belki duyardınız bizi" demişti.

şaşırarak ona döndüğümde "e haklıyım" demişti.

felix aramıza girip "uyku daha tatlı geldi" diyince jisung "uyku:1;ben:0" diyerek omzunu düşürmüştü.

sunghoon'a bakmayı kesip jisung'a güldüğümde sunghoon kulağıma eğilmiş "tamam özür dilerim" demişti.

az önce kolunu omzuma atarak jungwon ve beni ayırdığından bahsettiğini anladığımda "iyi ki bir arkadaş edinmek istemiştim buna da laf etmeseydin olmazdı sunghoon. başıma ikinci bir minji olmak mı istiyorsun?"

"tamam tekrardan özür dilerim"

"yemek yemek istiyorum sus" dediğimde kafamı kaldırmıştım. herkesin sessizce bizi izlediğini fark ettiğimde yumurta rulosunu sunghoon'un pilavının üstüne bırakıp yemeğime dönmüştüm.

"riki ile jay de yok gelmeyecekler mi?" sorduğum soru ile heeseung "riki gelecekti ama jay uyanmak istememiş" demişti.

jungwon da "riki zaten kahvaltı yapmayı sevmiyor hiç şaşırmadım" dediğinde ben de "yani germek istemem sizi ama dünden dolayı değil, değil mi?" dediğimde sunghoon "ben onunla konuştum. sorun yok aramızda" demişti.

hepimiz rahatlayarak konuşmaya devam ettiğimizde jungwon ise "odun sunghoon nasıl düzelttin inanmıyorum" dediği için sunghoon onu ikna edene kadar konuşmuştu.

geç kalmamak için herkes yemeğe döndüğünde heeseung birden uykulu uykulu yemek yiyen jisung'u dürtmüş ve "minho ile aranızda bir şey olamaz mı?" demişti.

jisung bu cümleyle kafasını kaldırdığında "keşke... belki gelir umuduyla erken kalktım ama bir baktım felix abim gelmiyor diye mesaj atmış... ve aramızda bir şey olması imkansız. bilgi kaynağı sağlam" diyip felix'i işaret etmişti.

"aslında bir keresinde ben ikinizi çok seviyorum keşke sevgili olsanız demiştim ama hemen ret yedim abim jisung'u kardeşi gibi görüyor. sonuçta kendi gözünde alt sınıfından arkadaşı değil. kardeşinin yakın arkadaşı"

"tabii ikisi de farklı şeyler" diyen jungwon ile jisung dudak büzerek onu onaylamıştı.

"beni üzen de bu zaten. biraz daha vurun"

"peki bir şeyler yapamaz mıyız?" diyerek merakla baktığımda sunghoon da "aslında minho ile çok zaman geçiriyoruz biliyorsunuz okul içi ve okullar arası maçlar çok yaklaştı" diye eklemişti.

heeseung sunghoon'un dediğiyle "evet sonuçta sunghoon da bizimle oynasa bile özellikle jay minho ve ben aynı sınıfta olduğumuzdan daha da çok çalışıyoruz" diye eklemişti.

sunghoon ise gülerek "evet beni rakip olarak görüyorlar antrenmanlarda" demişti.

hepimiz sunghoon'a gülerken jisung arkadaşlarının düşüncelerine karşı buruk bir gülümseme vermiş ardından da "ben uğraşmayı bıraktım. siz de bırakın artık sadece uzaktan sevmeyi seviyorum" demişti.

"oyy sincabım benim" felix jisung'a sarıldığında "uzaklaşsana be" diyince normale dönen ikiliyle biz de rahatlamıştık.

•••
iki ay sonra fic yayinliyom sizi ozledigimden yorumlar azalmis hic yakistiramadim hic qlsqnjqlq saka saka tek sorunumuz bu olsun
nasilsiniz asklarimm

12 ʏᴇᴀʀꜱ-ꜱᴜɴꜱᴜɴ ✓Where stories live. Discover now