Sevgilim

150 15 24
                                    

Medya= Olivia Rodrigo - Traitor
@05Kitapseverbiri1141

××××××××××××××××××××××××××××××××

Sarıl bana,
hiç bırakmayacakmış gibi.

~Aron~

××××××××××××××××××××××××××××××××
< 18 >

Kolları arasında mutlu hissediyordum kendimi o öğrendiklerime rağmen. Kokusunu bilerek çoğaltıyordu, çünkü kaşmir çiçekleri ile dolu bir odaya düşmüş gibiydim. Yaşlarım yavaş yavaş dinerken bir ses işittim ardımdan.

"Abi". Gevşeyen kolları arasından çıkıp arkama baktım ve benim için ölmüş olan adamı gördüm. Buraya nasıl gelmişti sormayacaktım bile, anlamazdım. Aron da olan bakışları bana döndü ve selâm verdi. "Özür dilerim" dedim ona bakarak.

"Her şey sizin için Majesteleri" dedi. "Gerçekten neden?". Burnumu çektim ve merakla bakmaya devam ettim. Anlayamıyordum işte, neden bir insan kardeşinin sevdiği biri için kendini ölüme atardı ki? "Çünkü siz uğruna savaşılacak birisiniz. Böyle bir hediyeye kabul edildiğim için şanslıyım" sessiz kaldım, zaten ne diyebilirdim ki? Kaçırdım gözlerimi ondan utanç ve pişmanlıkla. Önüne oturup hüngür hüngür ağlamak geliyordu içimden.

Çok saçma bir durumun içindeydim "O adam nasıl buldu Verayı?" dedi Sidelya kollarını belime dolarken. "Bilmiyorum ama geldiği gibi geri göndereceğim onu" dedi ismini bilmediğim kahramanım. "İsmin ne?"

Bana değdi gözleri ve tebessüm etti mutlulukla "Adım Radu efendim, hizmetinizdeyim" sağ eli yumruk olup kalbinin üzerinde durmuş ve benim iç çekmeme neden olmuştu. Bir insanın hayatı yalnızca bu bir kaç günde nasıl değişir anlamıştım. Evimde annemle huzurla otururken bir çok insanla tanışmıştım, huzurlu olduğum pek de söylenemezdi ama aradığım o kişi ile yaşamaya çalışıyordum.

Soğuk bir el hissettim elimin üzerinde. Sağıma baktığım da gördüm bana bakan Aronu. Yüzü sert dursa da bakışlarında ki yumuşaklığı görüyordum. Yutkundum aklıma ilişen soruyla. Biz neyiz diye sormak istedim , sonra da bu sorumdan duyduğum utançla Radu'ya bakarak saçma bir soru ilettim. "Radu, sen şimdi hayalet misin?"

Bakışları Arona kaymıştı, sanki cevap verip vermemek arasında kalmış gibiydi. "Evet, hayalet olarak adlandırabiliriz"

Kendi kendime konuştum "Hayaletler yok diye biliyordum", sessiz söylediğimi düşünmüştüm ama Radu'nun konuşmaya başlaması tersi olduğunu gösterdi. "Aslında bana hayalet şovalye diyebilirsiniz. Yaşamımda şovalyeydim"

"Prens değil misin?". Gülerek başını salladı "Evet, öyleydim ama kabul etmedim. O tahtı abim benden daha çok hakediyordu. Zaten Şovalye olma hayallerim vardı. Nihayet oldu" tebessüm etti "Hatta hayallerimden daha iyisi oldu"

Tek kaşım merakla havalandı "Ne oldu?". "Tüm hayalet askerlerin başı benim. Komutanlarıyım" Böyle gerçeklerin var olması nutkumun tutulmasına neden oluyordu adeta. "Gerçekten fantastik bir film gibi". Belimde olan elleri sıkılaştı Sidelya'nın "Ama gerçek" dedi tebessüm ile.

Onayladım onu yavaş yavaş düzelen ormana bakarken "Gerçek." Arona baktım "Bütün bunları ben mi yaptım?"

Benim gibi kısa bir bakış attı ormana "Sen yaptın Vera, elinde değildi". "Elimdeydi aslında. Her şeyin silinmesini istedim". Gözlerime baktı "Tüm bu herşey silinmiyordu Vera, yok oluyordu". Kalbimde baş gösteren o vicdan azabını tuttum sıkıca. Şimdi değildi, şimdi sırası değildi. Cevap vermem gerekiyordu ama vermedim, bambaşka bir cümle kurarak görmezden geldim o hissi.

Kırmızı Where stories live. Discover now