Karanlığın Efendisi'nin Kalbi

191 28 57
                                    

Medya= Yak gel @05Kitapseverbiri1141

××××××××××××××××××××××××××××××××

+ Elimde değil Olric!
- Ne efendimiz?
+ Elleri Olric elleri..

~Oğuz Atay ~

××××××××××××××××××××××××××××××××

Yorum ve oylarınızı bekliyoruz canlar.. ;-)

     
                                 < 11 >

Avucumun içerisinde duran kolye o kadar güzeldi ki yaşlı kadının böyle bir kolyesi olmasını kıskanmıştım. Derin bir nefesi ciğerlerime çekerek arabadan indim. Kolye'yi sıkıca tutup dikkatli adımlar ile evin önüne gelerek etrafa tedirgin bakışlar atmaya başladım, beraberinde ise kendime cesaret vererek çaldım kapıyı. Beklemeye başladım. Dakikalar geçnişti ama ne ayak sesi vardı ne de kapının sesi. Bu kaşlarımın çatılmasına neden olurken elimi kapı kulpuna yasladım. Sanki bu hareketimi bekler gibi açılan kapı ile korkudan geriye adımlarken evin kap karanlık içi gözler önüne serildi.

Korkuyordum ama teyzeye bir şey oldu düşüncesi beni daha çok korkutuyordu. Cebimde ki telefonu çıkarıp flaşını açarak yavaşça içeri girdim. "Ruşa teyze" hafif sesli çıkan sesime cevap olarak yalnızca üstünde yürüdüğüm parkenin gıcırtısı olmuştu.

Karanlık olan evin içinde birini görür heyecanı ile bakmıştım ama yalnızca ev eşyaları vardı. Kapıdan fazla uzaklaşmadan çıkıp gitme isteği içimde var olurken teyzenin nereye kaybolduğunu merak etmeye başladım. Adımlarım benden bağımsız üst kata ilerledi. Merdiven her an yıkılacak gibi duruyor ve korkuma korku katıyorken üst kata vardım.

Üst katın aşağıya nazaran daha karanlık olması adımlarımın saniyelik durmasına neden olurken solumda bir odada ışık yandı. Korkuyla geriye adım attım, sırtım duvara sertçe çarpmıştı. İçimden bildiğim tüm duaları okuyup ışıklı olan odanın açık olan kapısının yanında durarak içeri baktım. Gördüğüm boş oda duanın ardından sesli bir küfürü savurmama neden olırken telefonun flaşını kapatıp içeri girdim.

"Ruşa teyze neredesin?!" Sinirlenmeye başlamıştım artık. Odanın ortasında öylece durup etrafa bakarken bıkkın bir nefes verip arkamı gitmek için döndüm. Tek bir adım dahi atamadan giden elektrik ve ardından ensemde hissettiğim soğuk nefes ruhumu orada teslim etmeme yetecek kadar korkutmuştu beni.

Küçük dilimi yutmuş gibi kaskatı kesilirken onun sesini işittim. "Hoş geldin Vera" Bu Davudi sesi gayet de iyi tanıyordum. Her daim duymak artık alışkanlık haline gelmişti ama bir an da böyle bir mekanda duymak tüm bedenimi dondurdu. Öylece dururken arkamdan çekilip önüme geldi. Kıpkırmızı gözleri karanlığın içinde parıldıyordu.

"Korkma benden". Tek bir kelime edemedim. Tutulmuştu dilim. Titreyen bedenimle ona bakıyor, nefes almaya çalışıyordum. "Şşş" diyerek buz gibi elini yanağıma yasladı. Hissettiğim soğukluk korkudan adeta çıkan ateşimi düzene sokarken gözlerimi kapattım yavaşça.

Soluduğum havada ciğerlerime dolan kokunun gerçek olup olmadığını anlamak için tekrar araladım gözlerimi ve bana bakan gözlerine kenetledim. Sesi, dokunuşu ve kokusu korkularımı yavaş yavaş emiyordu. Hissediyordum bunu, çünkü kalbim artık korkuyu geride bırakıp yalnızca bana dokunan adamın o teması ile gelen hazzın zevkini çıkarıyordu.

"S-sen neden buradasın?" titrek ve kısık çıkan sesime tebessüm ederek bir adım daha attı bana. Rüyamda olduğu gibi dib dibe duruyorduk. "Biliyor musun? Bizim için buluşma ayarlanmış"

Kırmızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin