Yaşlı Misafir

199 26 37
                                    

Medya= Blue
@05Kitapseverbiri1114

~

Yorum ve oy yapmayı unutmayın..

××××××××××××××××××××××××××××××××

Hep aklıma geliyorsun bak gördün mü? Senin de gidecek başka yerin yok.

Özdemir Asaf

××××××××××××××××××××××××××××××××


                             < 10 >

Duyduğum kuş cıvıltıları gözlerimi açmama neden oldu. Kendimi cennette hissediyordum, huzurlu ve mutluydum. Aralanan gözlerimi odamın içinde gezdirmeye başlarken ilişti yaşadıklarım aklıma. Göz bebeklerim dahi büyürken titrek bir nefesi ciğerlerime çekip rüya olup olmadığını anlamaya çalıştım.

Çok gerçekçi olması bir yana bir o kadar da fantastikdi. Gözleri bana tüm hediyelerin en güzelini veriyordu. Yakışıklı yüzü kalbimin ritmini bozarken kan kırmızısı gözlerinin mor olması hayranlıkla ona bakmama yetmiş de artmıştı bile. İç çektim kalbimin hızıyla birlikte ve doğruldum. Yataktan kalkacağım zaman duyduğum kapı sesi bir küfür savurmama neden oldu. Sabahın bir vaktinde kim olabilir diye düşünürken odadan çıkıp indim aşağı.

Kapıyı yavaşça açıp bana bakan kadına baktım. "Buyurun?" garip giyimini inceledim. Etek vardı altında, üzerinde ise beyaz gömleğe benzeyen bir penye. Omuzlarında ise pelerine benzer eski püslü bir ceket vardı. Epey kirliydi. "Merhaba kızım"

"Merhaba teyze, bir şey mi oldu?" ormana bir bakış attı "Çok susadım güzel kızım, bana biraz su verir misin?" tebessüm ettim tatlı tatlı konuşması ile. "İstersen içeri gel teyze, dışarısı soğuk bekleme"

Gözleri parlamış ve sanki bunu beklemezmiş gibi şaşkınlıkla içeri bir adım atmıştı ama ayakkabısının kirli olduğunu görerek durdu. Utanmaması için vestiyerden bir terlik çıkarıp hızla önüne koyarak mutfağa gittim. Duyduğum sesler onun eve girdiğini belirtmişti. Dolabın içinden temiz ve biraz büyük bir bardağa sürahide ki suyu koyarak arkamı döndüm ama onun kapı pervazında tebessüm ile bana baktığını görmeyi beklemediğim için irkilmiştim. "Özür dilerim kızım, korkuttum mu seni?"

Yutkunarak tebessüm ettim onun gibi "Yok estağfurullah, sadece beklemiyordum sizi burada. Gelin salona geçelim" Bardağı eline vererek önden yürüdüm ve koltuklardan birine oturdum. Şöyle bir eve bakıp karşımda ki tekli koltuğa attı kendini ve suyunu içti. "Burada tek başınıza ne yapıyorsunuz?"

"Yolumu kaybettim kızım." şaşırdım "Burada mı oturuyorsunuz?" Mahberi tanıyıpü tanımadığını merak etmeye başlamıştım. "Evet yavrum burada oturuyorum. Gölün yukarısı" Kaşlarım havalandı şokla. En az iki saatlik yoldu ve onun bu yaşına rağmen buraya kadar gelmesine hayret ettim. "Siz oradan mı geldiniz buraya kadar?" başını onaylar gibi salladı ve suyunu bitirdi. "Peki şimdi nasıl gideceksiniz?"

Dudaklarını büzdü. Karşımda adeta üç yaşında bir çocuk varmış gibiydi. "Bilmiyorum ki kızım, geldiğim yoldan giderim herhalde"

"Olmaz öyle şey, tek başınıza sizi bırakmam"

Gözleri parladı yine "Ne yapacaksın ki kızım?" saatime bakarak ayaklandım "Ben sizi bırakırım, üstümü giyinip geliyorum" hevesla başını sallamasıyla odama çıkarak üzerime siyah taytımı, uzun ve bol beyaz gömleğimi geçirerek ayağıma çizmelerimi giydim. Havanın soğuk olacağını düşünüp üzerime büyük ve uzun kırmızı hırkayı da geçirirken aklıma bir an o kırmızı gözlü adam geldi.

Kırmızı Where stories live. Discover now